Menopozun bayanlarda doğum sırasında mevcut olan, sayısı anne karnındayken belirlenen ve gittikçe düşen yumurta ölçüsünün tükenmesi demek olduğunu söyleyen Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzm. Doç. Dr. Pervin Karlı, bu durumda bedende en yüksek östrojen kaynağı olan yumurtalıklardan artık östrojen üretiminin olmadığını belirtti.
Doç. Dr. Karlı, Dünya Menopoz Günü nedeniyle bilgilendirmede bulundu.
ZAMAN İÇİNDE TESİRLERİ GÖRÜLÜR
Östrojen kaynağı olarak bilinen öteki iki kaynağın plasenta (gebelikte mevcut olan bebeğin eşi) ve yağ dokusu olduğunu söz eden Doç. Dr. Pervin Karlı, “Menopoza girildiğinde bedende tek östrojen kaynağı kalır, bu da yağ dokusudur. Östrojenin bu eksikliği bedende östrojen yüklü dokularda vakit içerisinde gerileme yapacaktır.
Zaman içerisinde bayan bunun tesirlerini görmeye başlayacaktır. Menopoz ertelenemez lakin hormon takviye tedavisi ile tesirleri geciktirilebilir. Her hastada uygun olamayacak bu tedavi için yani dayanak tedavisi için hastanın hormon dayanağına mahzur olan bilinen ve ailesel yatkınlık içeren sıhhat sıkıntılarının bulunmaması ehemmiyet arz etmektedir” diye konuştu.
“CİNSEL HAYATIN BİTMESİ DEMEK DEĞİL”
Menopozun bayanların cinsel hayatının bitmesi demek olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Karlı, “Menopoz, bayanların cinsel hayatının bitmesi manasına gelmez. Zira cinsel isteği belirleyen temel hormon kaybı gerçekleşmemiştir. Fakat hastanın uzun menopoz periyodu sonrası vajina dokusunda östrojen eksikliğinin oluşturduğu kuruluk durumu hastada ilerleyen vakitlerde cinsel bağ esnasında tahriş ve tekrarlayan enfeksiyonları ve sonuçta ağrılı bağlantıyı getirecektir. Bu durum da hastada cinsel münasebete karşı bir fobi ve isteksizlik getirebilir. Kuruluk yaşayan hastalarda vajinal östrojen eksikliğinin yerine koyulması, hastanın bu şikâyetlerini vakitle azaltacaktır” biçiminde konuştu.
“KİLO ALMAYA EĞİLİM OLABİLİR”
Menopozda bayanı bekleyen durumlar hakkında açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Karlı, “Menopozda bilhassa metabolik bir yavaşlamanın tesiri ile kilo almaya eğilim, kilo alınmasının getirdiği tüm riskleri bir arada getirir. Kemik erimesi, kalp krizine yatkınlık, ciltte kuruluk, ateş basmaları, gece terlemeleri, hafızada zayıflama ve demansa eğilim, uyku meseleleri üzere birçok durum değişken seviyelerde görülebilir” tabirlerini kullandı.
“TAM MENOPOZDA 1 YIL BOYUNCA ADET GÖRÜLMEYEBİLİR”
Menopoza birden girilmediğini söz eden Doç. Dr. Karlı, “Bir gün sabah uyandığınızda güne menopozlu olarak uyanmıyorsunuz. Yumurtalıklarda yumurtaların tükenmesi olarak açıkladığımız menopoz devri bir süreç olarak karşımıza çıkacaktır. Hastalarımızda başlangıç devirlerde sistemsiz adet görmeler, adet ortalarının açılması ve daha sonra 1 yıl boyunca adetin görülmemesine kadar uzayan sürecin yaşandığının görürüz.
Tam menopoza girmiş olmak demek 1 yıl boyunca adet görmemektir. Hastalarımızda yumurta sayısının büsbütün bitmesinin bu tesiri kendini önümüzdeki birkaç yıl içerisinde vakitle göstermeye başlayacaktır” açıklamasında bulundu.
“HASTADA KANSER VARSA SÜRECİ HIZLANDIRABİLİR”
Menopozda kullanılan hormon dayanak tedavileri kanser yapıp yapmadığının da sık sorulan sorulardan olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Pervin Karlı şunları söyledi: “Menopozun bedende oluşacak tesirlerini geciktirmek için kullandığımız düşük dozdaki hormon ilaçları, aslında direkt bir kanser yapan öge değildir. Fakat hastalarımızda mevcut bir kanser varsa, süreci hızlandırabilir.
Ailede, bilhassa de 1. derece yakınlarda kanser varsa (meme kanseri gibi) bu hastalarda da yatkınlık olabileceği için kullanımı uygun olamayacaktır. Hormon dayanağına mani bir sistemik hastalığı olmayan hastalarda direkt kanser yapan tesiri olmadığından, menopozun getirdiği tüm aksilikleri ertelemek ismine uygun müddetlerde kullanıldığında hastalarımızda kanser yapan tesiri yoktur.”
