Türk Eğitim-Sen’in 2021-2022 eğitim-öğretim yılı raporuna nazaran; fiyatlı öğretmen sayısı “86 bin 668’e” ulaştı. Geçen yıldan bu yana fiyatlı öğretmen sayısında 17 bin 342 artış oldu. Raporda, İstanbul’da 25 bin 469 fiyatlı öğretmen, Ankara’da 5 bin 19, İzmir’de ise 3 bin 303 fiyatlı öğretmenin çalıştığı söz edildi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Haftada 30 saat derse giren öğretmenin alacağı fiyat 3 bin 400 TL’den 5 bin 740 liraya yükselmektedir. 40 saat üzerinden alacakları fiyat de 7 bin 400 liraya çıkmaktadır” diye duyursa da; fiyatlı öğretmenler taban fiyatın çok altında fiyat alıyor.
Sınıf öğretmeni ve branş öğretmenlerinin aylık girdiği ortalama ders saati 50 ile 120 saat ortasında değişiyor. Bir fiyatlı öğretmen bir ders saatinde 38 lira 40 kuruş, günlük olarak da 230 TL fiyat alıyor. Ayda 120 saat çalışan bir öğretmen minimum fiyatın altında bir parayla geçinmek zorunda bırakılıyor.
“TARIM PERSONELLERİ ÜZERE ÇALIŞIYORUZ”
Ankara’da 4 yıldır fiyatlı öğretmenlik yapan Sibel Şahin, bu öğretmenlerden biri. Şahin, fiyatlı öğretmenleri ‘günlük yevmiyeyle çalışan tarım işçileri’ne benzeterek şöyle konuştu:
“Haftalık 6 saat aylık 30 saat takımlı öğretmenlerle birebir biçimde çalışıyorum. Herkes bizim 5 bin 700 TL maaş aldığımızı zannediyor lakin o denli bir sistem yok. Eylül ayında benim maaşım 3 bin 800 küsür olarak yattı. 11 ile 13 gün ortasında sigortamız yatıyor. Bizim ortalarda tatillerimiz var. Cumhurbaşkanımız 5 bin 700 TL dedi. Lakin biz bu parayı ya aralık ayında ya da mart ayında alabileceğiz. Tarım personelleri üzere çalışıyoruz. Biz bir gün okula gitmediğimiz vakit o gün bizim fiyatımız maalesef kesiliyor. Yevmiyeci üzere çalışıyoruz. Ders fiyatı olarak maaş alıyoruz. En büyük külfetimiz sigorta. Geçen yıl ben covid geçirdim, 14 gün hem fiyat alamadım hem de sigortam yatmadı. Bu benim cürmüm değildi.
Sayın bakanımız askere gidenlerin, doğum müsaadesi olanların yerine fiyatlı öğretmenler misyon yapıyor dedi ancak maalesef birçok arkadaşımız 6-7 yıldır tıpkı okulda çalışıyor. Biz atanırsak bile geriden gelen arkadaşlarımızın özlük haklarının güzelleşmesini istiyoruz. Devletimiz ilkokul mezunlarına takım verirken benim 3 diplomam var. Taban fiyatın altında çalışmak hem yoruyor hem de üzüyor. Benden bir okula giderken her türlü belgeyi, eğitimi, diplomayı istiyor. Sonuçta devletim bana bir takım veremiyor.”
“BU AY 3 BİN 173 TL PARA ALDIM”
“Ben bu ay 3 bin 173 TL para almışım. Bunun bin lirası kızımın dershane fiyatı. Bin lirası kızımın servis fiyatı. Geriye kalan bin lira ile elektriğe suya yardım ediyorsunuz. Benim eşim çalışıyor ancak birçok arkadaşımızın eşi de çalışmıyor. Takımlı öğretmenlerle bütün özlük haklarımızın tıpkı olmasını istiyoruz. Takımlı öğretmenin aldığının dörtte birini alıyoruz, bu çok komik.”
“OKULDA DAİMA MOBBİNGE UĞRUYORUZ”
“Okulda ikinci üçüncü sınıf insan muamelesi görmekten bıktık artık. Devletin öğretmen açığı var. Neden bizi atamıyor? Biz yıllardır KPSS’ye hazırlanıyoruz. Biz ‘yan gelip yatıp da atanalım’ demiyoruz. Onu geçtim, işin bir de ruhsal boyutu var. Okulda böcek muamelesi görüyoruz resmen. Daima mobbinge uğruyoruz. Tıpkı işi yapmamıza karşın tıpkı parayı, birebir takdiri almıyoruz. ‘Okudun da ne oldu?’ hiçbir şey söylemeseler de bu lafı duyuyoruz. Ben bekar olduğum için ekonomik kasvetim çok yok, ailemle yaşıyorum lakin bu işi yapıp da aile geçindiren, çocuklarını geçindiren beşerler var. Onları gördükçe içim acıyor. Okuldaki paklık görevlisinden bile düşük misyon almak ne kadar makûs bir his biliyor musunuz?”
“9 YIL İÇERİSİNDE 900 GÜN PRİMİM YATTI”
Dokuz yıldır fiyatlı öğretmenlik yaptığını söyleyen Akdoğan, “9 yıl içerisinde 900 gün primim yattı. Muhakkak bir prim gününe nazaran emekli oluyoruz. Ayda yalnızca 12-13 gün sigortamız yattığı için o hayal yani. Takıma geçersek tahminen bir ihtimal yaşlılığımızda keyifli olacağız yani. Bunların yüzünden gençliğimizin tadını çıkaramadık. Devletimizin artık bizi duyması gerekiyor” dedi.
