İTO üyesi doktorlar, 14 Mart Tıp Bayramı Haftası nedeniyle, Kahramanmaraş merkezli sarsıntılarda ömrünü yitiren meslektaşları ve yurttaşlar için Haydarpaşa Numune ve Eğitim Araştırma Hastanesi’nden başlayarak Kadıköy İskelesi’ne kadar bugün “sessiz yürüyüş” düzenledi.
“Ya gitseydik! Tabipler değil, enkazın sorumluları gidecek” yazılı pankartın açıldığı yürüyüşte, sarsıntılarda hayatını kaybeden sağlıkçıların isimlerinin de yazılı olduğu dövizler taşındı. Yürüyüşün sonlandığı Kadıköy İskelesi’nde, bir dakikalık hürmet duruşunda bulunuldu.
VEDAT BULUT: İNSANLARIMIZ İŞ MAKİNELERİYLE ÇIKARILIRKEN VÜCUT BÜTÜNLÜKLERİ BOZULDU
Burada konuşan TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, 102 sağlıkçıyla birlikte tıp fakültesi öğrencilerinin de hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Bulut, şunları söyledi:
“Oradaki üniversitelerimizin yurtlarında ya da konutlarında kalan öğrencilerimizi kaybettik. Acı içerisindeyiz, bu acıyla buradayız. Biz 14 Mart Tıp Bayramı’nı artık kutlamıyoruz uzun bir müddettir. Evvel pandeminin acıları vardı. Artık ise sarsıntıda kaybettiğimiz meslektaşlarımızın, öğrencilerimizin acıları, yüreğimizde. Biz o yüzden Adıyaman’da saat 4’ü 10 geçe duran bir saat kulesinin önünde, hürmet duruşuyla ömrünü kaybeden yurttaşlarımızı, meslektaşlarımızı andık. Resmi sayılara 49 bin 500’ü aşan, 50 bine yaklaşan bir sayı fakat alandan çok âlâ biliyoruz ki, bu sayı da tıpkı daha evvel pandemide olduğu üzere, TÜİK’in istatistiklerini iki yıl sonra yayınladığında katbekat olduğunu göreceğiz. Bir babanın yarım bedeniyle çocuğunun ceset torbasını aldığı bir bölgeden bahsediyoruz. Enkazlar kaldırılırken aslında geç giden yardımlar vardı lakin orada insanlarımız iş makineleriyle çıkarılırken tekrar vücut bütünlükleri bozuldu.
“SADECE ACIMIZ YOK, ÖFKEMİZ DE VAR”
Onlar bizim için mezar taşlarının, mezar işaretlerinin üzerine yazılan sayılardan ibaret değil. Oradaki yurttaşlarımız maalesef imar maddelerindeki denetimsizlik, özel şirketlere bu kontrolün aktarılmasının sonucunda yapılan bozuk, çürük binalar altında kalarak ömürlerini yitirdiler. Nasıl ki sıhhati özel dala emanet edip sıhhat baronlarına verirseniz, sıhhatiniz bozulursa imarı da beton baronlarına verirseniz işte bu türlü 10 binlerce vefatla karşılaşırsınız. Afet, evet bölgemiz bir sarsıntı sınırı üstünde, fay çizgisi üstünde, sel geldi. Yeniden yurttaşlarımızı kaybettik. Konteynerler kurduk, konteynerleri sel götürdü. Çadırları kurduk, çadırları sel bastı. Bunlar daima tertip bozukluğundan, makûs idareden kaynaklı. Evet, afet olur lakin siyasi beceriksizlik, idare bozukluğu bu afeti, felaket hâline getirdi Türkiye’de. Bu nedenle yalnızca acımız yok, öfkemiz de var.”
NERGİS ERDOĞAN: ÖNLENEBİLİR ÖLÜMLERİN YARATTIĞI ACIYI EN UYGUN DOKTORLAR BİLİR
Hekimler ismine hazırlanan ortak açıklamayı ise İTO Lideri Prof. Dr. Nergis Erdoğan okudu. Beklenen Marmara sarsıntısına karşı ikaz yapan Erdoğan, “İstanbul’da tüm sıhhat kurumları, bina güvenliği açısından hemen değerlendirilmeli, beklenen sarsıntıya güçlü hâle getirilmeleri yahut tahliye edilmeleri için gereken ekonomik, teknik takviye gecikmeksizin sağlanmalıdır” diye konuştu.
Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bugün başımızın üzerinde yitirdiğimiz doktor ve sıhhat çalışanlarını taşıyarak sessizce yürüdük. Zira 6 Şubat 2023 tarihinde, sabahın 4’ünde insanlarımızın çığlıkları derin bir sessizliğe gömüldü. Sessizliğimiz söyleyecek kelamımız olmadığından değil, hislerimizi tabir etmeye kelamın yetmeyişindendir. Istırabımız çok büyük zira biliyoruz ki, kayıplarımızın çok büyük bir kısmı önlenebilirdi. Önlenebilir ölümlerin yarattığı acıyı en yeterli tabipler bilir. Zelzelenin birinci gününden itibaren asıl vazifeliler, sorumlular büyük bir kaos içinde paralize olmuşken Türk Tabipleri Birliği çatısı altında memleketin dört bir yanından binlerce istekli doktor ve sıhhat çalışanı çok ses, tek yürekle yardıma koştu. Tıpkı pandemide olduğu üzere özverili çalışmalarıyla sarsıntı bölgesinin her köşesinde deva oldular. Artık bakıp diyoruz ki, ‘Ey halkım, ya gitseydik. Birçok olurdu halimiz?’
“İSTANBUL’DA İNANÇLI ÇALIŞILABİLECEK SIHHAT KURUMU NEREDEYSE KALMADI”
“HASTANELERLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ VE MUĞLAK TAŞINMA PLANLARI YAPILIYOR”
Çözüm olarak çalışanlarının, doktorlarının ve hatta bazen yöneticilerinin görüşü alınmaksızın hastanelerle ilgili türlü ve muğlak taşınma planları yapılıyor. Bu durum, doktorlar ve sıhhat çalışanlarında ek bir tedirginliğe yol açıyor. Zira taşınan hastanenin gideceği sıhhat kurumunun çalışanlarına da akılcı bir tahlil üretilemiyor. Üstelik doktor ve sıhhat çalışanları duruma itiraz ettiklerinde büyük bir akıl tutulması ve çarpıtmayla gelecek meslektaşlarını zelzeleye teslim etmekle suçlanabiliyor. Sıhhat kurumlarının yöneticileri, doktorları, çalışanları, meslek odaları ile birlikte yapılacak uygun planlamalarla meselelerimiz aylar içinde çözülebilir. Bu ülkenin imkanları düzgün niyet, dürüstlük ve liyakate dayalı bir çalışma olduğu sürece her tıp sorunu çözmeye kafidir. Yetkilileri, sorumluları en kısa müddette belediyeler, TTB, Türk Mimar ve Mühendis Odaları, öbür sivil toplum kuruluşları ile birlikte davranarak İstanbul sıhhat kurumlarında öncelikle bina güvenliğini sağlayacak teşebbüsleri başlatmaya davet ediyoruz.”
