Spor muharrirleri, A Ulusal Takımımız’ın Lüksemburg ile 3-3 berabere kaldığı çabayı kıymetlendirdi. Müellif görüşleri şu formda:
UĞUR MELEKE: Brentford’dan 4 günlüğüne duran top hocası kiralayıp yüz sefer çalıştıkları korner golünü bize attılar. Portekiz’e karşı yılın en kritik maçına üçlü savunmayla çıktık, Berkan’ı sol kanat bek kullandık. Sonra ne üçlü defans gördük bir daha, ne de Berkan’ı! Dün de özgün stoperimiz olduğu halde Tolga Ciğerci’yi defansın göbeğinde kullandı Alman Hoca… Kuntz’la hiçbir kritik maçı kazanamadık. Dün de Lüksemburg’un elinden 87’de kurtarabildik 1 puanı. Neyse ki vazifesi layıkıyla tamamlıyoruz, buradan play-off biletiyle çıkıyoruz. Lakin Kuntz’un kırılma maçlarında daha sakin kararlar alması gerektiği de ortada. (HÜRRİYET)
LEVENT TÜZEMEN: Ulusal Ekip bir oyun sistemine bağlı değil, şuursuzca saldırıyor. Şayet bu maçı Türkiye kaybetseydi, Kuntz da konutuna gitmeliydi. Jesus’un sahneye çıkardığı İsmail, son anda oyuna girdi ve ulusal ekip yalnızca kümeden çıkarmadı Alman teknik adam Kuntz’u da resmen ipten aldı. (SABAH)
İLKER YAĞCIOĞLU: Bilhassa Rodrigues’i durdurmakta savunma oyuncularımız çok zorlandı ve başarılı olamadı. İkinci yarıya başlarken İrfan Can ve Tolga Ciğerci atılımı geldi ve orta alanımız biraz daha kuvvetlendi. Oyunu rakip kaleyi yığıp, gol fırsatları yakaladığımız ve kaçırdığımız anlarda yeniden bir kontra atak sonucu mağlup duruma düştük. Birinci ulusal maçında İsmail’in attığı gol bizi büyük bir utançtan kurtardı. Son olarak şunu söyleyebilirim ki Lüksemburg’tan 3 gol yemeyi hayalimde görsem inanmazdım. (TAKVİM)
ENGİN VEREL: Birinci yarıdaki dağınıklık ve kaos ikinci yarıda da devam etti. Lüksemburg’un futbol ismine doğruları yapan bir takım imajında olduğun teslim etmek lazım. Hem savunmada hem de atakta daha organize bir manzara sergilediler. Hakikaten üçüncü kere öne geçmeyi de başardılar. Burada Uğurcan’ın geçen sezonki formundan çok uzak olduğunu da belirtmekte fayda var. Özetle dün hem hocanın hem de oyuncuların formsuz olduğunu gördük. Bu kadar yanlışın içinde tek doğruyu yapan ve olağanüstü bir şutla beraberliği sağlayan İsmail’i alnından öpüyorum. Çünkü herkesi büyük bir rezaletten kurtardı. (TAKVİM)
REHA KAPSAL: Bu türlü zayıf kadrolara karşı oyun prensiplerini oturtmamız gerekir. Bu kadar zayıf rakipten hamle geçişi yememiz, konumlar vermemiz pek doğal. Zira orta saha yerleşimi çok yanlış. Ön alan presi yok. Bu saha içi berbat tertibin ne kadar zayıf olan Lüksemburg grubuna karşı oynasak da bize cezayı kesmeleri pek doğaldı. İsmail ile İrfan’ın yanlışsız durumda orta alanda kendi mevkilerinde niçin başlamadıkları da değişikti. Lakin en değerlisi Türk Ulusal Kadrosu’ndan uzak olan Kuntz’un ideolojisi, oyun anlayışı ve disiplini olmayan Ulusal Kadro’nun başarılı olması beklenemezdi. (FOTOMAÇ)
BİLAL MEŞE: Stefan Kuntz’un bu yarıdaki oyuncu atılımları üretime yansımalar yapmasına rağmen, rakip savunmayı geçmekte bir oldukça zorlandık. Gol için her yolu denedik, beceremedik. Ne var ki İsmail Yüksek forvetlerin durduğu maçta, 87’de fevkalade bir gol attı, kümeden çıkmayı garantiye aldık, iş kazasına uğramadık. Sırada Faroe Adaları var, aman ha tekrar rakibi küçümsemeyin, savunma güvenliğini bu defa elden bırakmayın! (MİLLİYET)
