İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, partisinin TBMM’deki haftalık küme toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulunuyor.
RASİM ARI DÜZGÜN PARTİ’DE
Akşener’in konuşması öncesi Nevşehir eski Belediye Lideri Rasim Arı, ÂLÂ Parti’ye katıldı. Arı’nın rozetini Akşener taktı.
Arı, geçen yıl hem belediye başkanlığından hem de AKP’den istifa etmişti. Arı, toplumsal medyadan yaptığı paylaşımlarda, “Sustuk diye korktuk zannettiniz, kahpeliklere susmak fazilettir ondan sustuk” sözlerini kullanmıştı.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde:
* Türk siyasetinde eşi gibisi görülmemiş bu ucube periyoda son vermek için milletçe yapacağımız kritik bir seçim var. Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin şartsız teminatı. için hayati bir adım var. Ya millet iradesini yine hakim kılacağız ya da Saray’ın büyüyen gölgesinde kaybolup gideceğiz. Ya 85 milyonun refahı seçeceğiz ya da yandaşların rant sistemine yol vereceğiz. Ya güç hırsından yolunu kaybetmiş birinin ihtiraslarına teslim olacağız ya da millet olarak istibdadın karşısında yaşasın hürriyet diye haykıracağız. 45 gün sonra milletimiz en gerçek kararı verecek.
* Bir tarafta seçim kazanmak uğruna bayana şiddeti, vefatı, tecavüzü reva görenler var; öteki tarafta bayanların, gençlerin, çocukların haklarını koruyup hukukunu uygunlaştırmak isteyenler var. Bir tarafta Atatürkümüze, Cumhuriyet kıymetlerimize gıcık olanlar var, öteki tarafta 10 Kasım’da hüzünlenenler var. Bir tarafta her alanda ülkemizi krizler yumağına sokan beceriksizler var, öbür tarafta bilimin ışığında krizleri çözmeye talip olan liyakatli takımlar var. Bir tarafta başşehrin göbeğinde yaşanan alçak bir cinayete, Sinan Ateş’in katillerin göz yumanlar var, öbür tarafta Sinan Ateş’i unutturmayacak, katillerinden hesap soracak olanlar var.
* Millet İttifakı’nı bakanlık dağıtmakla suçlayanlar, atanmış bakanlarını vekil yapma telaşındalar. Seçimi kaybedeceklerini fark edenler milletvekili olma peşindeler. Atanmış bakanlar, devletin gücü ile seçime girip buna adil ve dürüst bir seçim mi diyecekler? Devletin kaynaklarını kullanıp buna demokrasi mi diyecekler? Madem tüm kabine üyeleri vekil adayı olmaya karar verdiler, istifa etsinler; görelim çapları neymiş!
BAKAN NEBATİ’YE: KAYIP BAKAN NEMO
* Bir vakitler Nebati bakan vardı. O ışıltılı gözleri gören var mı? Kayıp Bakan Nemo’nun neden ortalıkta olmadığını bilen var mı? O koltuktan bir kalkarsa bir daha oturamayacağını biliyor da ondan. Erdoğan’ın açıklamaları olunca birdenbire ortalıkta beliriveriyor o da kamera önünde yer kapabilmek için.
‘SEÇİME 6 AY KALA EMEKLİLERİ HATIRLADILAR’
* Bay kriz ve arkadaşlarının yaşadığı paniğin bir öbür yansımasını da son dönemki vaatleri ve icraatlarında da görüyoruz. Birinci 4,5 yılında yapamadıklarını artık yapmaya başladılar. Yalnızca kendilerine çalıştılar, seçime aylar kala nedense milletimizi hatırlamaya başladılar. Seçime 6 ay kala emeklileri hatırladılar, EYT’li kardeşlerimizi, atanamayan öğretmenlerimizi hatırladılar.
* Geçtiğimiz hafta emeklilere verilecek bayram ikramiyesi ve maaşları belirlendi. Fakat 7500 liradan fazla alanların maaşında bir değişiklik yaşanmayacak. Minimum fiyatın 8 bin 506 lira olduğu ülkede 7500 lira emekli maaşı vermek hakarettir.
* Milletimizi, ayın yarısına bile gelmeden, eriyen maaşlar ile, açlığa, yokluğa ve çaresizliğe, mahkûm ettiler. Yandaşları, üç kuruş ziyan etti diye, dünyaları yerinden oynattılar; ancak milletimizi utanmadan, geçim kasvetiyle, borçlarla bir başına bıraktılar. Kendi eşlerini, dostlarını, akrabalarını ihya ettiler; lakin bu milletin evlatlarını, ısrarla görmezden geldiler. Artık hesap vakti geldi, çattı, Sayın Erdoğan. 14 Mayıs akşamı, milletimizin gür sesini, iliklerine kadar hissedeceksin. Görmezden geldiğin millet iradesini, dimdik karşında göreceksin. Neden olduğun, tüm zahmetlerin hesabını, teker teker, sandıkta vereceksin. Hiç kusura bakma. 5 yılda yapmadığını, son 6 aya sığdırmaya çalışarak, bu hesaptan kaçamazsın. Milletimizin, senin ve maharetsiz arkadaşların için, tuttuğu kabarık defter, 14 Mayıs’ta açılacak. Milletimizin şaşmaz terazisi, seni 14 Mayıs’ta tartacak. O sandık gelecek ve 14 Mayıs’ta, hak yerini bulacak! Hazır ol, artık çok az kaldı.
“AKP METODU TEMEL ATMA”
* Geçtiğimiz hafta, bu iktidarın gerçek yüzünü, çarpıcı bir formda ortaya koyan, çok acı bir örnek daha yaşadık. Ülkemiz ismine, bir sefer daha üzüldük; iktidar ismine da, bir kere daha utandık. Artık her şeyiyle, göstermelik hale gelmiş bir iktidarın; günü kurtarmaktan diğer, gayesi kalmamış bir hükûmetin; ucuz, utanmaz ve ahlaktan mahrum, bir idare anlayışının; acınası hâline, şahit olduk. Evet, şu geçersiz temel atma merasiminden bahsediyorum. Yıllarca, büyük büyük konuşup; ‘Ben, temel atma merasimlerine katılmam, ben biten işin, açılışını yaparım’ diyecek kadar, şişmiş bir egonun, balon üzere öterek sönüşünün, ibretlik vesikasından bahsediyorum.
* Bu olağanüstü parlak, bir o kadar da, cüretkar arkadaşlarımız; Boş yere beton döküp, ‘Hastane temeli atıyoruz’ diye, Türkiye’ye yutturmaya kalktılar. Evet yanlış duymadınız. Boş yere, bir demir kafes koymuşlar. Görseniz, çocuk havuzu kadar. Üstüne de, mikserden beton döktüler. Saray medyasının, köpürteceği kadar da manzara alıp, servis ettiler. Alın size, AK Parti tarzı, temel atma merasimi. Güler misin, ağlar mısın? Şu ciddiyetsizliğe bakar mısınız? Sözlerin kifayetsiz kaldığı, şu şuursuzluğa, bir bakar mısınız?
* Hakikaten artık, bu iktidarın, tüm işleri de, tıpkı bu düzmece temel atma merasimi gibi… Hiçbir şey umurlarında değil. Yüzleri kızarmıyor, utanmıyorlar. Göz nazaran göre palavra söylemekten, hiç mi hiç gocunmuyorlar. Palavralara, masallara sığınmadan, tek bir cümle bile kuramıyorlar. Yazık ki ne yazık…
“21 YILDIR NEREDEYDİNİZ?”
* Artık de çıkmışlar; ‘Bir yılda, tüm depremzedelere, konutlarını teslim edeceğiz’ diyorlar. Arkadaş, madem bir yılda yapılabiliyordu, 21 yıldır neredeydiniz? Madem bir günde, yalnızca kamu kuruluşlarından, 90 milyar lira para toplanabiliyordu; 21 yıldır, neden toplamadınız? 21 yıldır, ‘Deprem geliyor’ diye bas bas bağıran, bilim insanlarımızı, neden dinlemediniz? 21 yıldır topladığınız, zelzele vergilerini, neden çarçur ettiniz? ‘Bir yılda, 650 bin konut yapacağız’ diyen bir iktidar, 21 yıldır, bunu neden yapamadığını, milletimize anlatmak zorundadır. Bu kadar kolay.
* Önümüzde, koskoca Marmara Zelzelesi riski var. Şayet bir yılda, 650 bin konut yapıyorsanız; İstanbul’da, Yalova’da, Tekirdağ’da, Kocaeli’nde mümkün bir sarsıntıda, yıkılmasına kesin olarak bakılan, binlerce bina var. Bu binaları yenilemek için, daha ne bekliyorsunuz? Sarsıntıda yıkılıp, çökmelerini mi bekliyorsunuz? Yeniden binlerce insanımıza, mezar olmalarını mı bekliyorsunuz?
* Kentlerimizi zelzeleye hazırlamak, bu kadar sıkıntı bir iş değil. Bunu güç gösteren, 21 yıldır hiçbir şey yapmayan, bu maharetsiz iktidardır. Hakikaten; Ekrem Başkan’ın çalışmaları ortada… İnşallah, 14 Mayıs’tan sonra da, bunun ne kadar kolay olduğunu, tüm Türkiye’ye göstereceğiz. 14 Mayıs’tan sonra, Artık kimse, kendine mezar olacak konutlarda yaşamayacak. Hiç kimseyi, geride bırakmayacağız. Hiç kimseyi, bile bile, vefata terk etmeyeceğiz! Üstelik o denli, düzmece temeller atarak da değil…
“45 GÜNÜN KALMIŞ OLSA DA SEN BU ÜLKENİN CUMHURBAŞKANISIN”
* Elbette, bu kepazeliklere şaşırmıyoruz. Zira biz biliyoruz ki; seçimi kazanmak için, her şeyi mubah görenler; gerçekleri çarpıtırken de, hiçbir ahlaki sorumluluk taşımazlar. Olmayan temellerin önünde, atıp tutarken de, hiçbir utanç duymazlar. Palavra söylemekten de, iftira atmaktan da, hakaret etmekten de, zerre rahatsız olmazlar. Biz, millet olarak, 21 yıllık AK Parti iktidarı devrinde, bu durumun, sayısız örneğine şahit olduk.
* Gerçekten; Sayın Erdoğan’ın, Hatay ziyaretindeki, tek rezalet, temel atma merasiminden ibaret değildi… Kendisi evvel, kürsüye çıkıp dedi ki; ‘Burası CE-HA-PE’li demedik. Bunlar da, vatandaşımız dedik’ Yaaa… ‘Bunlar da’ vatandaşıymış… Şu edepsizliğe bir bakar mısınız? Şu nobranlığa bir bakar mısınız? Şu şuur altına bir bakar mısınız? Latife üzere ancak gerçek…
* Üstelik; işine gelince, ‘Milletin adamıyım’ diye, ortalıkta gezinen, bu zat; bu kelamları, depremzede vatandaşlarımıza söyledi. Bu kelamları, acılı annelere, babalara, çocuklara söyledi. Ve bu kelamları, bir Cumhurbaşkanı olarak söyledi… Kendine gel Sayın Erdoğan, kendine gel. Ağzından çıkanı kulağın duysun. Sen, 85 milyonun, tamamına karşı sorumlusun. 45 günün kalmış olsa da, sen hâlâ, bu ülkenin, Cumhurbaşkanlığı makamında oturuyorsun. Ayıptır, günahtır.
AYRINTILAR GELECEK…
