Dr. Öğr. Üyesi Kenan Öztorun, idrar içerisindeki minerallerin kristalleşmesinin, akabinde da bu kristallerin bir ortaya gelerek taşlaşması sonucu böbrek taşının oluştuğunu belirtti.
Öztorun, böbrek taşı hastalığının tanısı için düzgün bir muayenenin ehemmiyetine işaret ederek teşhis koyulması sürecine ait şunları söyledi:
“Hastalığa teşhis koyma sürecinde kan ve idrar tetkikleri ile görüntüleme usullerinden faydalanılmaktadır. Ultrasonografi, direk grafi ve düşük dozlu ilaçsız ince kesit tomografi üriner sistem taş hastalığı teşhisinde kullanılan en sık ve değerli radyolojik görüntüleme sistemleridir. Birtakım özel durumlarda kontrastlı görüntüleme tetkikleri, böbrek işlevi ve idrar kanalı darlığı konusunda kuşku varlığı durumunda da sintigrafik incelemelere başvurmak gerekebilmektedir.”
“TAŞ LAZER ARACILIĞIYLA KIRILMAKTADIR”
Öztorun, lazer ile kapalı taş ameliyatının bir kesi ya da delme süreci gerektirmeyen operasyonlar ortasında yer aldığını belirtti.
Küçük bir teleskop yardımıyla idrar yoluna girilerek üretra ve mesaneye geçildiğini anlatan Öztorun, “Üreteroskopik taş cerrahisinde böbrek ile mesane ortasında yer alan idrar kanalında (üreter) taşın lazer ile kırılarak temizlenmesi gerçekleştirilir. Lazer ile kapalı böbrek taşı ameliyatında ise esnek üreterorenoskop ile böbrek içerisinde yer alan taş lazer aracılığıyla kırılmaktadır” bilgisini paylaştı.
“TAŞ MODÜLLERİ BÖBREKTEN TEMİZLENİR”
Öztorun, hastanın yan sırt bölgesinden küçük bir delik açılarak uygulanan perkütan nefrolitotomi sistemi hakkında da bilgi verdi.
Bu tekniğin 2 santimetreden büyük taşları olan hastalar için uygun bir tedavi seçeneği olduğunu belirten Öztorun, operasyon sürecine ait, “Cerrah hastanın yan/sırt bölgesinden açtığı küçük bir delikten oluşturduğu tünelle böbreğe ulaştığında, oluşturduğu tünelden nefroskop ismi verilen aletle taşa ulaşır. Taşı kırmak için hava basınçlı taş kırıcı, yüksek frekanslı ses dalga taş kırıcı ve lazer taş kırıcı kullanılır ve kırılan taş modülleri böbrekten temizlenir” açıklamasında bulundu.
