ÇAYKUR mevsimlik personellerinin problemlerini dinlemek için Rize’ye giden CHP Genel Lider Yardımcısı Veli Ağbaba ve Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, Ambarlık ve Muradiye beldelerindeki köyleri de ziyaret ederek yurttaşlarla bir ortaya geldi.
ANKA Haber Ajansı’nıdan Gençağa Karafazlı‘nın haberine nazaran, merkeze bağlı Ambarlık köyünde bulunan kahveyi ziyaret eden Veli Ağbaba ve Ahmet Kaya, yurttaşlarla sohbet etti.
Veli Ağbaba şunları söyledi:
“AK Parti’ye haksızlık yapmayın, hemşehrinize fazla haksızlık yapmayın. Hemşehriniz Allah var yoksul fukara ortasında CHP’li, AKP’li, MHP’li ayrımı yapmıyor. Hiçbirini işe almıyor yoksul fukaraysa. Fakat zenginse ya da filan derneğinin üyesiyse, filanca liderin yakınıysa, dayısı varsa onları işe alıyor. Şayet biz bu mülakat sistemini devam ettireceksek Allah bize o iktidarı nasip etmesin. Allah o iktidarı bize haram etsin. Aile Takviyeleri Sigortası’nda bir meskene en az taban fiyat kadar gelir girecek diyoruz. Bir öbür ve kıymetli tarafı ise diyelim ki Rize Belediyesi işe adam alacak ya da ÇAYKUR, Devlet Su İşleri işe adam alacak alacağı birinci kişi meskeninde hiç sigortalı olmayan konuttan alacak. Meskeninde hiç toplumsal garantisi olmayan birinci insanı o meskenden alacak. Biz gelip burada yıllar boyunca yardım yaparak, besin vererek yoksulluğu yönetme amacımız yok bizim yoksulluğu bitirme gayemiz var. Biz geleceğiz ve bir kart aracılığıyla vereceğiz, o denli yardım kolileri aracılığıyla değil kart olacak.
BİZ HİZMETTE AKP’Lİ Mİ CHP’Lİ Mİ SARI SAÇLI MI ESMER Mİ DİYE BAKMAYACAĞIZ: Kadınlara vereceğiz kartı bir konuta en az bir taban fiyat girecek. Bir kuruma emekçi alınıyorsa, bir memur alınıyorsa, ÇAYKUR bu köyden bir eleman alacaksa bu köyde hiç sigortası olmayan konutun insanından alacak. AKP’li mi CHP’li mi sarı saçlı mı esmer mi diye bakmayacak. Kimin konutunda işsiz varsa evvel onu alacak. Bu kıymetli projeyi hayata geçireceğiz. Türkiye devletinin bu hususta taahhüttü var. İşsizlik sigorta fonu var ya bu da Türkiye’nin 1971’ de imzalamış olduğu bir mutabakatta yükümlülüğü.
MİLLETVEKİLİ MAAŞIYLA VARLIKLI OLUYORSA BİLİN Kİ O HIRSIZ: Siz emek veriyorsunuz yılda üç dört sefer çay üretiyorsunuz, dört dönümü olan bir mesken geçindiremiyor. Ancak maalesef siyasetle beşerler çok zenginleşiyor, milletvekilleri zenginleşiyor. Bal tutan parmaklar ne yapıyor parmaklarını yalamıyor, arıyı yiyor. Bir insan milletvekilliğinden varlıklı olur mu? Siyaset yaparak güçlü olunur mu? Ahmet Kaya için söylüyorum kendim için söylüyorum, biz milletvekilliği yaparak varlıklı oluyorsak hırsızlık yapıyoruz onu bilin. Milletvekili maaşıyla varlıklı oluyorsa bilin ki o hırsız. Siyasetle zenginleşmenin önünü keseceğiz. Bu yoksulluk sizin bahtınız değil ki. Siz üretiyorsunuz, hamallık yapıyorsunuz, bir konutta 7 yaşındaki çocuk 80 yaşındaki anne çalışıyor. Sen niçin kendini geçindiremeyesin, niçin zenginleşmeyesin. Maalesef emek çekerek zenginleşme devranı bitti.
İŞ TAKİBİ YAPANLAR GÜÇLÜ, DEVLETİN MALINA ÇÖKENLER GÜÇLÜ: Eskiden varlıklı deyince akla kim gelirdi? Güçlü deyince akla üreten adam gelirdi. Artık varlıklı deyince fabrikatör aklınıza geliyor mu? Güçlü deyince Adanalı pamuk tüccarı aklınıza geliyor mu? Türk sinemalarında Adanalı pamuk tüccarı zengindi, Urfalı arpa buğday ekendi güçlü. Artık bunlar güçlü mi? Ne pamuk üreten güçlü ne buğday üreten varlıklı ne çay üreten varlıklı ne Malatya’da kayısısı üreten varlıklı kim güçlü? Rant işi yapanlar varlıklı, iş takibi yapanlar güçlü, devletin malına çökenler güçlü. Bir örnek vereceğim o da hemşehriniz üzerinize alınmayın, Elazığ’da bir maden satılıyor burası dünyanın en varlıklı maden yatakları. Bakır var krom var demir var. Takribi pahası 100 milyar dolar. O 128 milyar dolara yakın. O 100 milyar dolarlık cevher ihaleye açılıyor ihalede yalnızca isim ve soy isim yazmamışlar, her türlü tanımı yapmışlar hemşeriniz alıyor. Kâfi hemşerim, kâfi bu kadar. Kâfi yahu bu kadar doymazlık olur mu? Bu 100 milyar doları versek Rize’yi, Trabzon’u, Artvin’i, Ordu’yu, Giresun’u satın alır. Yazık değil mi memleketin, kamunun, senin benim malımı birkaç tane zengine peşkeş çekmeye. O madenler işletilseydi, o maden Türkiye iktisadına girseydi daima bir arada zenginleşseydik. O madendeki kaynak hepimizin babasının, dedesinin malı, o toprakları daima bir arada Kurtuluş Savaşı’nda savaşarak elimizde tutmuşuz. O zenginlik niçin iki bireye gitsin.”
“KÖYLERDE BİRTANE OKUL BIRAKMADILAR İMAM HATİPLERE DÖNÜŞTÜRDÜLER”
Ağbaba’nın konuşmasının akabinde Rize’de en değerli sorunun eğitim sorunu olduğuna dikkat çeken Rizeli bir yurttaş, “Rize eğitimde Türkiye’de yetmiş küsürde. Bu Rize için utanç verici bir şey. Köylerde bir tane okul bırakmadılar imam hatibe çevirdiler. Eğitim seviyesince Rize Türkiye’nin yetmiş dördüncüsü. Onların iktidar olması için bizim aptal olmamız lazım, sorgulama yeteneğimizi yitirmemiz lazım ve onu başardılar” dedi.
“ELEKTİRİK FATURALARI EL YAKIYOR NASIL IŞIK AÇAYIM?”
Her gün artırım geldiğini, neyi satacaklarına şaşırdıklarını lisana getiren bir bakkal ise, “Biz de neyi satacağımızı şaşırdık. Sattığımı yerine koymam mümkün değil. Bugün sattığını bir hafta sonra al yerine koyma bahtın yok. Biz köydeyiz kira vermiyoruz Allah’tan biraz rahatız. Öbür taraflar ne yapsın? Yazın çay var diye biraz daha güzeliz fakat kışın daha makûs olur köylünün alım gücü. 600 lira verdiğim elektrik faturası şu an 2 bin 400 lira oldu nasıl ışık açayım, dolapları kapattım dondurma satmadım bu sene. Dolapları yakmadığım halde bin 500 lira bana fatura geldi” dedi.
