Gazetemiz muharriri Orhan Bursalı, bugünkü köşe yazısında AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kaybetmesinin güç olduğuna dair yapılan değerlendirmelere değindi.
“RTE’nin yenilmezliği üzerine inançlar” başlıklı yazısında Bursalı, “Erdoğan güya iktidar olmamış, bu ülkeyi 20 yıldır yönetmiyor, sıfırdan umut veren genç bir önder, millet de “eskilerden ne gördük, bir de bunu deneyelim” diyor. Bu bakış ülkede çok güçlü. Birtakım gazeteci yorumcularda da. Bu nedenle mesela Kılıçdaroğlu’na baştan beri dudak büküyorlar. Onun yerine kendisi yahut AKP’li eski birisi aday gösterilse RTE’ye kaybettirecek tek seçenektir!” tabirlerini kullandı.
Erdoğan ve AKP’nin 2015’teki 7 Haziran seçimlerinde kaybetmesine karşın, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturduğu için AKP dışında bir hükümet kurdurmadığını ve kasımda erken seçim kararı aldırdığını hatırlatan Bursalı, “iki seçim ortası ülke dört ay tahminen de hayatının en karanlık dehlizine sokuldu, millet bir varoluş noktasına sürüklendi ve kasım seçimlerinde fevkalâde bir sonuçla (49.8) tekrar iktidarı ele geçirdi” dedi.
AKP’ye o tarihten sonra gelen MHP dayanağının kıymetli rolüne dikkat çeken Bursalı, şu tabirleri kullandı:
“Haziranda koalisyonu engelleyen MHP, kasımda milletvekillerinin tam yarısını (40) kaybetti ve oylarının yüzde 4.5’i AKP’ye gitti. MHP o vakitten beri AKP’nin ekidir.
2017 başkanlık anayasasının kabulü, yüzde 51.41 ile ağır şaibelerin olduğu tartışmalı seçim sonucu gerçekleşti. Buradaki yüksek oyun gerisinde, FETÖ’nün ülkeyi sürüklediği kanlı darbe teşebbüsünün yarattığı RTE’ye takviye olduğunu unutmayalım. FETÖ’nün alçak teşebbüsü olmasa bugün anayasa değişikliğini halk çöpe gönderirdi.
Burada kilit faktör MHP’nin takviyesiydi, değişen “derin devletin” hâkim görüşü doğrultusunda (bir kısmı da kendisidir!), MHP artık Erdoğan’ın iki ayak üzerinde durmasını sağlayan yarım ayağıdır. Yani AKP’nin tek başına oyçoğunluğuyla iktidara gelmesi ham hayaldir.”
Bursalı’nın yazısının devamı şöyle:
MİLLETİN BİRLEŞİK GÜCÜ
2018 cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri ise ülkede hâlâ süren sıkıyönetim şartlarında yapıldı. Seçmen etraflarında büyük baskılar oldu. MHP’nin takviyesiyle RTE’nin yüzde 52.5 ile kazandığı açıklandı. Milletvekili seçimlerinde AKP yüzde 42.5’e düştü.
2019 lokal seçimlerinde ise bu kere sahnede Milletin Birleşik Gücü vardı. Aslında ülke şimdi ekonomik olarak çökmemişti. Fakat iktidar mahallî seçimleri kaybetti. Büyük kaleleri yıkıldı.
Erdoğan bu seçimlerin ana figürüydü daima, kendini, kişiliğini, mesleğini, cazibesini işte ne varsa ortaya koymasına karşın.
Şimdi ise bu “büyük cazibe”, MHP ittifakına karşın daha birinci cinste seçimi kaybedecek noktada. İkinci çeşitte ise kaybedeceği kesin üzere. Yani cumhurbaşkanının eski karizması bitmiştir.
SEPETTE NE VAR?
RTE artık 2023 Ocak ayına “ekonomik yığma” hazırlığında. Pahalılık düşmeyecek. Ekmek 2.5 TL olmayacak. Otomobil fiyatları, akaryakıt, mazot, gaz, meyve- zerzevat fiyatları azalmayacak. Temel gereksinimler ateş değeri olmayı sürdürecek hatta. Zira üretici fiyatları el yakıyor.
Ama enflasyondaki “baz etkisi” denen düşüşü, “Türkiye ucuzluyor başardık” yaldızıyla millete yutturmayı deneyecekler.
2023’te taban fiyat, emeklilik artırımı vb. yeterlice yükseltilecek. EYT çözülür. Bunların tesirini görüp değerlendireceğiz.
Muhalefet, “enflasyon düşüşü, pahalılık azalacak demek değildir”i anlatabilmeli.
Sepette bir de Yunanistan krizi var! İktidara derin kriz gerekir!”
