Genetik faktörler, beslenme formları, sigara kullanımı üzere birçok nedenden etkilenen kanser cinsleri tüm dünyada milyonlarca insanı etkiliyor. Her yıl yüz binlerce kişi kanser tanısı alırken uzmanlar erken teşhisin ehemmiyetine vurgu yapıyor.
Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Kent Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Çağlayan Geredeli de sık karşılaşılan kanser cinsleri ve hastanede gerçekleştirilen tedavi süreçlerine ait açıklamalarda bulundu.
Doç. Dr. Geredeli, kent hastanesinde kansere karşı tedavi süreçlerinin multidisipliner bir yapıda muvaffakiyetle sürdürüldüğünü belirtti. Dünya Sıhhat Örgütü tarafından Göğüs Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı olarak belirlenen ekim ayında çok sayıda aktiflik gerçekleştirildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Geredeli, bayanların kendini muayene etmesinin gerekliliğine dikkat çekti.
Doç. Dr. Geredeli, kanser tedavisi sürecinde vatandaşların bilimsel tedaviler yerine bitkisel yollara büyük maddi harcamalar yaparak yöneldiğini, bu yönelimin ise tedavi sürecinde olumsuz tesirler oluşturduğunu anlattı.
“ERKEN TEŞHİS KONULURSA HASTALAR DAHA KOLAY TEDAVİ OLUYOR”
Sık karşılaşılan kanser çeşitleri ve tedavi yollarına ait konuşan Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Kent Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Çağlayan Geredeli, “Bizim en sık karşılaştığımız kanserler dünyada da Türkiye’de de en sık görülen kanserler. Başta bayanlarda göğüs, erkeklerde prostat her iki cinste de kolon, akciğer kanseri en sık gördüğümüz kanser tipleri. Ayrıyeten biz İstanbul Avrupa’daki en büyük onkoloji merkezlerinden birisi olduğumuz için her türlü kanser de bize geliyor, hepsinin tedavisi burada mümkün.
DÜZENLİ KANSER TARAMASI YAPTIRMAK HAYATİ!
Hastalarımızın birçoğu hastalığın tipine nazaran erken yahut geç evrede yakalanıyor. Bizim en kıymetli söylemek istediğimiz hastalara erken teşhiste yakalamak için denetimlerini tertipli yaptırmaları. Kanser tarama merkezlerinde göğüs, kolan, serviks kanseriyle ilgili taramalar yapılıyor. Kesinlikle bu taramaları yaptırmalarını öneriyoruz. Onun dışında da kanserle ilgili rastgele bir kuşku olduğu vakit korkmadan üstüne süratlice giderek erken teşhis ve teşhisi konulursa hastalar daha kolay tedavi oluyor.
Kısa müddette ameliyat olup güzelleşiyorlar. İleri safhada, gecikmiş hadiseler gelirse ne yazık ki bunların tedavileri biraz uzun sürüyor. Kemoterapi, radyoterapi vermek zorunda kalıyoruz. Hastalar da bunların yan tesirlerine maruz kalmak zorunda kalıyor. O yüzden kanser için en yeterli tedavi erken teşhis. Göğüs kanseri farkındalık ayında da şunu söylemek istiyoruz; göğüs kanseri dünyada ve Türkiye’de bayanlarda birinci kanser, münasebetiyle her 8 bayandan birinde gözüküyor” dedi.
MORAL İLE BAĞIŞIKLIK ORTASINDA BAĞLANTI VAR
Erken teşhis alan hastalarda tedavi sürecinin daha başarılı olduğunu anlatan Doç. Dr. Çağlayan Geredeli şöyle konuştu:
“Hastanın moral durumu düzgünse immün sistemi güçlü oluyor. Moral durumu yeterli olan, toplumsal takviyesi olan hastaların kanser tedavisine verdiği karşılıklar da daha uygun oluyor. Morali bozuk hastalarda beden direnci düşük olduğu için kanser karşılığı da berbat oluyor. Bu yüzden hakikaten toplumsal dayanak ve moral çok kıymetli.
Kanser teşhisini duyduğu anda hastaların moralleri çok bozuluyor, kanser güya tedavi edilemez bir hastalık üzere biliniyor. Günümüzde kanserlerin yüzde 80’inden birçok tedavi edilebilir. Tabi ki erken yakalan safhada yakalanmış kanserlerde tedavi imkanları yüzde 90’ları geçiyor. Kolon kanserleri beslenmeyle tabi ki alakalı, genetik özellikleri de var.
BESLENMEYE DİKKAT!
Günümüzde obezite bir sıhhat sorunu, obezlerde kolon kanseri gelişme riski daha fazla ayrıyeten sağlıklı beslenmediğimiz vakit, çok tuzlu, tütsülenmiş yiyeceklerle beslenen şahıslarda de kolan kanseri sık gözükebiliyor. Doğal beslenmeyi, taze zerzevat ve meyvelerle beslenmeyi, çok tuzdan, şekerden uzak durmalarını tavsiye ediyorum”
“100 BİN ÜZERE PARALAR ÖDEYEREK BİTKİSEL TEDAVİLERİ ALMASINLAR”
Kanser tedavisinde yapılan yanlışlıklara yönelik değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Çağlayan Geredeli, “Bir tedaviye başlamadan evvel gelen hastalar, bir de tedaviye başladıktan sonra gelen hastalarda yanlışlıklar var. Tedaviye başlamadan evvelki yanlışlıklar; kanser tedavisi multidisipliner bir tedavidir. Bunun komplike grup halinde büyük hastanelerde yapılması lazım. Bazen ameliyat yapılmaması gereken hastalar ameliyat yapılarak geliyor, bazen kemoterapi alması gereken hastaların kemoterapi almadan ameliyat olduğu gözüküyor.
Hastalar gereksiz yere toplumsal medyanın da tesiriyle asıl tedavi olması gereken kemoterapi ve radyoterapiden uzaklaşarak bitkisel tedavilere yöneliyorlar. Devletimiz büyük ve kanser hastalarının tüm kemoterapi ve radyoterapi imkanlarını karşılıyor. Yani bu türlü bir imkan varken hastalar çok yüklü ölçüde borca girerek gereksiz, yararı olmayan tedaviler için bu bitkisel tedavilere para akıtıyorlar.
Bitkisel tedaviden pişman olmuş formda bize geldikleri vakit hastalığın ilerlediği, tedavinin daha berbata gittiğini gözlemlemiş oluyoruz. 50 bin 100 bin üzere paralar ödeyerek, gereksiz, yarar görmeyecekleri bitkisel tedavileri almamalarını öneriyorum. Pandemi nedeniyle denetimler aksadığı için erken safhada tümör tekrarını tespit edebileceğimiz hastaların tedavileri ve teşhisleri gecikmiş oldu” tabirlerini kullandı.
