SİSTEMİN ÖNCELİĞİ: KARİYER
Dolu bir özgeçmiş, sıkı bir portfolyo, güzel referanslar ve sertifikalar… Bunlar mevcut sistemde birçok insanın sahip olmak isteyeceği donanımlar.
Sağlam bir mesleğe sahip olmak ve kendini günden güne gelişmek, güzel ve sıkıntı bir aksiyon. Yılmadan, azimle, son derece sağlam bir disiplinle çalışmak, meslek basamaklarında doruğa giden yolu ilmek ilmek işlemek…
Hayal etmesi epeyce tatmin edici fakat çok klişe de olsa, her şeyin fazlasının ziyanı olduğu üzere, mesleğe fazla odaklanmanın yıpratıcı olduğunu hatırlatmakta yarar var.
VAKİTSİZLİK İÇİNDE KAYBOLAN HAYAT
Hayat seyahatinde bir insanın gerek toplumsal, gerek ruhsal açıdan uygun durumda olabilmesi için en önemli kurallardan biri, kişinin kendine vakit ayırabilmesidir. Bazen bir yürüyüş, bazen tek başına geçirilen iki günlük bir tatil.
Okurken yapılması çok kolay görünen bu hareketler, kişinin tüm odak noktasını tek bir merkezde topladığında havada kalıyor. Mesleğine gereğinden fazla önem veren beşerler, iş hayatındaki gerilimi ya da yarım kalan işlerini meskene taşımak zorunda kalıyor.
Oysa ki insan kendine daha çok vakit ayırdığında fikir gücünün gelişimi ve ruhsal dinginliği sağlayarak, daha tatmin edici sonuçlar elde eder.
ERTELENEN ANLAR
İnsanları hayatta tutan en büyük kıymetlerden biri, kişinin içine doğduğu ve partneriyle kurduğu çekirdek ailedir. Aile ile vakit geçirmek, birçok insanı huzurlu ve inançta hissettiren bir hareket.
Örneğin, bir babanın çocuğuyla birlikte yemek yemesi, sokak sokak gezmeleri… Hayatın süprizlerden ibaret olduğunu düşünürsek, bir gün geriye dönüp baktığımızda kuşkusuz en çok bu anılar hatırlanır. Ağır bir tempoda memnun aile karelerine vakit ayırmak ise hiç kolay değil.
Mesai saatlerinden artakalan vakitlerde odak noktasını aileye çevirmek bu tabloyu düzgünleştirmek için en önemli kaidelerden biridir.
ELDE KALAN MAHRUMLUK HİSSİ
Aileden sonra hatta kimi vakit aileden de evvel gelen arkadaşlık kavramı, hayatta özgürce seçim bahtının olduğu bahislerden biri.
Arkadaşlarla yapılan buluşmalar, topluca gidilen yemekler, keyifli sohbetler, toplumsal hayatı güzel yönde etkileyen aktivitelerdir. Hayatının merkezine mesleğini koymuş beşerler, genellikle sıkı arkadaşlık bağlarından şuurlu ya da bilinçsiz yoksundur.
Kişinin odak noktası yalnızca meslek olduğunda toplumsal hayat ve münasebetler ister istemez vasat bir noktada kalıyor.
DAHA İNSANİ VE YAŞANABİLİR
Kültürel manada gelişmek, hayatı kaçırmamak ismine; yeni kitaplar okumak, stantları ve müzeleri gezmek, apayrı ülkelere seyahat edip, farklı milletlerden beşerlerle tanışmak son derece keyifli ve önemli.
Odak noktasının tamamında mesleği olan kişiler, toplumsal deneyimler edinmek ve anılar oluşturmak için kâfi vakte asla sahip olamazlar.
Kültürel manada gelişmenin ve yetişmenin, insanı insan yapan faktörlerden biri olduğunu unutmamak ve bu doğrultuda hareket etmek, hayatı daha insani ve yaşanabilir kılan ayrıcalıklardan biridir.
YAŞAMI GERÇEK KABUL ETMEK
Yola çıkmanın en güzel yanı, varmak değil; yolda olmaktır. Meslek odaklı beşerler ise büsbütün sonuç odaklı düşünmeye meyillidirler. Güzel bir gelir kazanmak, saygın bir insan olmak, takdir edilmek, öne çıkmak…
Oysa ki sonuçlara giden yolda anın içinde kalıp, süreçten keyif almak, hayata değişik pencerelerden bakabilmek çok daha doyurucudur. Hayatın sunduklarını sonuçlarıyla değil, nedenleriyle ve şartlarıyla kabul edip, kıymetlendirmek gerekir.
