2013 yılında Gil Landau ve Yael Shoshana Cohen tarafından kurulan Lola Marsh, Cohen’in kendine has vokalleri ve Landau’nun gitar ve yapım marifetiyle geçen yılın sonlarına gerçek yayımlanan yeni albümleri “Shot Shot Cherry” ile retro disko havasında müzikler da deniyor. Kimi müziklerinde dinamik kimi müziklerinde melankolik olan ikilinin kelamları de çok güçlü. “You’re Mine” ve “Wishing Girl” üzere hit müzikleriyle milletlerarası alanda tanınan kümelerden biri haline gelen ikiliden kümenin yapımdaki yaratıcı imzası ve gitaristi Gil Landau ile müzikleri, yeni albümleri ve İstanbul hakkında bir söyleşi yaptık. İkili 30 Mart akşamı, Güçlü PSM sahnesinde olacak.
- Profesyonel seyahatinize 2016 yılındaki kaydınız “You’re Mine” ile başladınız, ne vakittir birlikte çalışıyorsunuz?
2011 yılında ortak bir arkadaş aracılığıyla tanıştık ve birlikte çalışmaya başladık. Aslında farklı geçmişlerden geliyorduk ancak birkaç buluşmadan sonra birinci müziğimizi yazdık ve güzel bir şeyler ortaya çıkacağını hissettik.
‘İLAÇ ÜZERE GELDİ’
- “Shot Shot Cherry” retro disko havasında dans edilebilir bir modül. Pandemi sonrasında hepimizin bu türlü müziklere daha çok gereksinimi yok mu?
Korona hayatımıza girdiğinde ikinci albümümüzü yeni yayımlamıştık ve Avrupa’da büyük bir turneye çıkmıştık. Turneyi iptal edip, tüm dünya üzere konuta dönüp beklemek zorunda kaldık. O süreçte daha fazla müzik yazmaktan öteki yapacak bir şeyimiz olmadığını anladık ve o denli de yaptık. Başlangıçta üzücü bir müzik yazdık, zira açıkçası üzgündük ve hayal kırıklığına uğramıştık. Bir müddet sonra moralimizi yükseltmek için moral veren müziklere muhtaçlığımız olduğuna karar verdik ve “Shot Shot Cherry” ve birkaç tane daha hareketli müzik yazdık. Bize ilaç üzere geldi.
- Enerjik müzikleriniz olsa da biçiminize melankolik Indie pop diyebilir miyiz?
Romantik insanlarız, nostaljik, dramatik ve duşta üzere…
- İstanbul’un en çok neyini seviyorsunuz?
İstanbul çok havalı, renkli sokaklar, beşerler, yemekler, müzik, en son orada bulunduğumuzda olağanüstü hipster kafeler bulmuştuk. Birçok vakit kalabalık ve çok sevgi doluydu! Geri gelmek için sabırsızlanıyoruz!
CEM KARACA’YA ÂŞIK OLDUK!
- Şarkılarınızda en çok nelerden ilham alıyorsunuz?
Filmlerden ve kitaplardan, çocukluğumuzdaki anılardan ve duyduğumuz kıssalardan ilham alıyoruz. En son Türkiye’de bulunduğumuzda bir mağazaya girip, çalan bir şarkıyı “Shazam”ladık, Cem Karaca’yı keşfettik ve müziğine sırılsıklam âşık olduk!
FAVORİLERİ
- Indie sahnesinde favorileriniz kimler?
MGMT, Phoebe Bridgers, Sufjan Stevens, Bon Iver, Lykke Li ve çok daha fazlası!
