Seçimlere günler kala, siyasi partilerin 28. Periyot milletvekilleri muhakkak oldu.
Habertürk muharriri Muharrem Sarıkaya, “Listeler, barajı yıktı…” başlığıyla kaleme aldığı yazıda, yeni periyotta birinci defa partilerin birbirleriyle ortaklaşarak küme kurmalarına tanıklık edilebileceğini kaydetti.
“Çok oy alan bir partinin oylarındaki her yüzde 1 artış, bölgelerine nazaran 5 ile 9 milletvekili ortasında değişen sayıda katkı getiriyor; ortalaması 7 vekile denk düşüyor” diyen Sarıkaya, “Oranın her bir puanlık artışı da bu sayıyı matematiksel olarak yükseltiyor; yani %2 arttığında 14, %3 arttığında 21 milletvekili kazandırıyor” tabirlerini kullandı.
Millet İttifakı bileşenleri de bu yerde hareket etmiş diyen Sarıkaya, “Bu hususlarda uzman olan Saadet Partisi Genel Lider Yardımcısı Bülent Kaya, geçen seçimde alınan oylar üzerinden yaptığı simülasyonlarla seçime farklı girmeleri durumunda barajı geçmelerinde bir sorun teşkil etmemekle birlikte, milletvekili sayısının ne derece azalacağını göstermiş. Öbür partilerin çalışmaları da birebir sonucu gösterince, esasen uzlaşma sağlayamayan çatı ittifakı arayışındaki partiler CHP’nin çatısı altında toplanmanın faydalı olacağı sonucuna varmış” tabirine yer verdi.
Sarıkaya yazısının devamında şu sözleri kullandı:
“Hatta yapılan bütün hesaplar DEVA ve SP’nin 15’er milletvekiline ulaşabileceğini, bunun Gelecek Partisi’nde de 10-12 milletvekiline denk geldiği görülmüş.
Seçim periyodunda hiç artış olmasa dahi, bugünkü durumda en az 43 ek milletvekili getireceği, bunun 10’unun CHP’ye öteki 33’ünün de üç partiye yarayacağı görülmüş.
Kazanılacak sıra çeperin kenarındaki ve içindeki sıraların da eklenmesiyle bu sayının 79 civarına çıkabileceği anlaşılmış.
Hesaplamalarına nazaran, şayet ki CHP’nin geçen seçim baz alınan %22’lik oy oranı birliktelik sonucu yaratılacak sinerji ile %33 düzeyine çıkarsa bu sayıya ulaşılabiliyor.
Bu da DEVA, SP ve Gelecek partilerine neredeyse TBMM’de 20 milletvekiline ulaşan partilerin hak kazandığı küme kurma hududuna getiriyor.
TBMM’de bir partinin kümesi bulunması hem kurullardaki temsilde oy kullanma hakkına erişmesi, hem de partinin daha fazla yardım almasının önünü açıyor.
Cumhurbaşkanlığını kazanmaları halinde Millet İttifakı’nın kanunların çıkarmaktaki gücünü arttırırken, kayıp durumunda da TBMM’de daha baskın bir tavır sergilemelerine yol açıyor.
Nitekim bu türlü bir durumda birinci defa partilerin birbirleriyle ortaklaşarak küme kurmalarına da tanıklık edebiliriz.
Yani DEVA’nın DP, SP’nin ise Gelecek Partileri ile milletvekillerini bir partinin çatısı altında bütünleşik hale getirip küme kurdukları bir yapı da karşımıza çıkabilir.
Bunun da Millet İttifakı içinde konuşulduğu ve bugünden çalışmaların yapıldığı biliniyor…”
