Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman Can Yontar, 25 bin hastanın kalbine dokunarak tedavi etti. Bu süreçte tecrübelerini aktaran Prof. Dr. Yontar, “Geçtiğimiz 20 yıllık meslek hayatımda yaklaşık 25 bin hastanın muayene ve süreçlerini yaptım. Genel olarak kalp hastalıklarında büyük risk faktörleri şeker hastalığı diyabet, hipertansiyon, çok kiloluk, çok fazla spor yapılmayan ömür üslubu dediğimiz sedanter ve en değerli faktörü de sigara diyebiliriz” dedi ve ikazlarda bulundu.
Yontar, “Genellikle kalp krizi riski erkeklerde 45, bayanlarda 55 yaşından sonra başlar. Fakat son 10 yılda 20’li yaşlara kadar inen çok genç hasta profilimiz oldu. Bilhassa Covid virüsünün sebep olduğu kimi kalp krizlerini genç yaştaki hastalarımızda gördük” dedi.
“HASTAMIZ DAHA MASADAYKEN YÜZÜNÜN O SOLUK RENGİ DEĞIŞTI”
Tedavi ettiği kalp hastaları ortasında unutamadığı bir anısı anlatan Dr. Yontar, şöyle konuştu:
- “Unutamadığımız birçok anımız oldu. Bilhassa bir tanesi çok kıymetliydi. Bir hastamız farklı bir vilayette kalp krizi geçirmiş ve daha sonra bu kalp krizinin bir komplikasyonu olarak hiç düzelmeyen bir ritim bozukluğuna maruz kalmıştı. Daima ilaç tedavisi, elektriksel şok müdahalesi ile ritim bozukluğu düzelse bile tekrar bozuluyordu. Biz hastamızı acil olarak kabul ettik.
- Acil bir halde süreç yapıp kalbinde ritim bozukluğuna sebep olan bölgeleri yaktık ve ritim bir anda düzeldi. Daha sonra hastamız daha masadayken yüzünün o soluk rengi değişti. Birkaç gün içinde büsbütün sağlıklı bir biçimde meskenine taburcu etmiştik. Kayda kıymet dramatik bir düzelme olmuştu hastamızda ve bu bizi çok keyifli etmişti.”
KALP KRİZİNİN ERKEN BELİRTİLERİ
Kalp krizinin en erken belirtileri hakkında bilgilendirmelerde bulunan Yontar, “Damarın tam tıkanmaya başlamasından evvel kalbin kişiyi uyarması ile başlar. Şayet kişi spor yapıyorsa, asansör yerine daha çok merdiven kullanıyorsa hasta buralarda tıkanmaya başlar. Yürürken daralmaya başlar. Nefes nefese kalır, göğüsün de ağrı başlar ve boğulma üzere bir his gelir” dedi.
Yontar, şu kelamları kullandı:
- “Hastalarımız bu sinyalleri aldığı vakit bir kardiyoloji uzmanına muayene oluyorlar ve daha sonra yapılan tetkiklerde damarlarında tıkanıklık çıkıyor ve anjiyo oluyorlar. Lakin hastanın sakin bir hayat şekli varsa, spor idman yapmıyorsa hasta durumun çok farkında olmuyor. Daha sonra kalp krizinde damarın tıkandığı an çok geç bir an oluyor. Damar tıkandığı anda göğüsün de sıkıştırıcı usulde ağrı, birden teğe tansiyon düşer üzere yüzde renk değişmesi, nefes almakta zorlanma üzere durumlar olunca beşerler bu anda hastaneye başvurmaya karar alıyorlar. Birtakım kalp krizleri bu üslupta şiddetli semptom göstermiyor.
- Hastalarımız bunu önemli bir şey olarak görmüyor ve bu seferde müdahaleye geç kalmış oluyorlar. Birkaç gün sonra doktora muayeneye geldiğinde aslında ayaktayken bir kalp krizi geçirdiğini, şanslı olduğu için başına bir iş gelmeden birkaç gün sonra doktora gelebildiğini kendisine söylüyoruz. Fakat öbür türlü şikayetlerini dikkate alırsa süratli bir halde anjiyo alınıyor ve damar açılıyor. Bu nedenle çok önemli bir mevt riski azaltılmış oluyor.”
“BİR ANDA TIKA BASA KARNINIZI DOYURMAYIN”
Yurttaşların Ramazan ayında iftarda bir anda çok ölçüde yemek yeme durumu olduğunun altını çizen Yontar şunları söyledi:
“Bizim kalp hastalarımızda, diyabet, obez üzere başka riskli kümelerden ricamız bir anda tıka basa karınlarının doyurmamalarıdır. Hem kan şekerindeki ani değişiklikler, tansiyona bağlı ani değişiklikler, kalp damarlarında plak dediğimiz bir damar sertliği varsa onların çatlamasını ve bir anda damarın tıkanmasına yol açabiliyor. O yüzden kademeli ve vakit içerisinde beslenmeleri, öğünlerini biraz öğünden sonraya kaydırarak, iftardan sonra gece saatlerinde yemelerini tavsiye edebiliriz.”
