İYİ Parti başkanı Meral Akşener’in bugün yapılacak önderler doruğu öncesinde Cumhuriyet’in sorularına verdiği karşılıklar şöyle:
- 6’lı masaya hangi bahis başlıkları gelecek?
Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yol haritasına dair kendi partilerimizde çalışmalar yaptık. Sayın Babacan partisinin çalışmasını bizlere vermişti. Muhtemelen yarın (bugün) CHP, Gelecek Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve bizim çalışmalarımız da masaya gelecek. Altı partinin geçiş çalışmalarında benzerlikler ve farklılıklar var. Doruktan bence bir ortaklaşma çıkacak. Mümkün ki tüm bu çalışmaları ortak bir metne dönüştürmek için bir komite kurulması kararı çıkabilir. Kurulun çalışması tamamlandıktan sonra, 28 Şubat’taki sistem tanıtımının bir gibisi milletimizle paylaşılabilir. Sürecin bu türlü ilerleyebileceğini öngörüyorum. Toplantılar aylık dönemlerle yapılıyordu. Sayın Kılıçdaroğlu’nun, 15-20 günde bir toplanılması tarafında bir önerisi oldu. Bu, çalışmalarımızı da hızlandırabilir. Olumlu buldum. Öbür sayın genel liderler da kabul ederse, daha süratli ve daha somut sonuçları olan toplantılar yapabiliriz.
(Meral Akşener)
‘ÖZENSİZ, İNCİTİCİ DİL’
- Cumhurbaşkanı adaylığına yönelik bir isim masanın gündemine gelir mi?
Şu ana kadar hiç konuşulmadı. Bugün prestijiyle da bu türlü bir şey beklemiyorum. Lakin CHP’nin, bilhassa medyada destekçisi olan beşerler var. Hem onlar, hem de CHP yöneticileri, doğal olarak genel liderlerini aday olarak görmek istiyor. Parti yöneticisi arkadaşlarımız bu mevzudaki görüşlerini daha mutedil bir lisanla, dikkatlice tabir ediyorlar. Lakin medyada öne çıkan ve kendilerini CHP’nin sözcüsü üzere gören kimi isimlerin özensiz bir lisan kullandıklarını görüyorum. Hassas bir periyotta, herkesin kelamlarına dikkat etmesinde fayda görüyorum. Zira, partide bir sorumlulukları olmadığı halde, milletimiz o isimlerin kelamlarını, partinin görüşü üzere algılıyor. İncitici bir lisanları var.
Mesela tıpkı isimler, çabucak her yayında ya da yazılarında, uzun bir mühlet, Sayın Davutoğlu, Sayın Babacan ve arkadaşlarının özeleştiri vermesi gerektiğini tabir ettiler. Halbuki, her iki genel lideri da o masaya Sayın Kılıçdaroğlu davet etti. Bunu görmezden geldiler. Bu tutum, hem sayın genel liderlere, hem de masaya davet eden Sayın Kılıçdaroğlu’na karşı yapılmış bir saygısızlık. Bu lisan vakitle öylesine cüretlendi ki, masaya parmak sallar hale geldi. Hatta işi, demokratik bir işleyiş ve istişare üzerine bina edilen masaya, noter vazifesi yüklemeye kadar götürdüler. Kendilerini muhalif olarak tanım ediyorlar ancak açıkçası, o lisan, iktidarın ekmeğine yağ sürüyor. Burada yeterli niyet görmüyorum.
‘KABUL EDİLEMEZ’
2018 seçimine giderken, partimizin seçime sokulmayacağı yolunda bilgi aldık. Bunun üzerine ben Sayın Kılıçdaroğlu’na gidip, 15 milletvekili istedim. Meclis’te kümemiz olduğunda sorun kalmıyordu. Bu hususta Kemal Bey’e duyduğumuz şükranı dört yıldır her platformda tabir ediyorum. Demokrasimize önemli bir katkıda bulundu. Bu mevzuyu bile o denli egzajere ettiler ki anlatamam. Demokratik bir alakayı ve tutumu, bir ticari hesaba çevirdiler. Şunun da altını çizmek isterim; bu ülkede yıllardır CHP’nin siyasi duruşuna dair bir algı pompalanır. Bilhassa milliyetçi-muhafazakâr seçmenin gözünde, antidemokratik olduğuna dair kemikleşmiş bir algı var. Bizim o atılımımız, CHP’nin demokrasimize katkı sunan kimliğini pekiştirdi. Seçmenin kıymetli bir kısmındaki ön yargıları kırdı. Bu yanını görmek istemiyorlar ve DÜZGÜN Parti’ye parmak sallamayı, mesken ödevi vermeyi alışkanlık haline getirdiler. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu halleriyle aslında en büyük hasarı, taraftarı olduklarını argüman ettikleri CHP’ye veriyorlar. Cumhurbaşkanlığı kazanılamayınca o ittifak dağıldı, olağandır. 31 Mart’a gidildi, ittifak teklifini ben götürdüm. Kâr, ziyan, ziyan bakmadık. Bu birliktelik o denli bir sinerji yarattı ki… Yan yana gelişin sinerjisi gücü; İstanbul’u, Ankara’yı, Adana’yı, Antalya’yı sağladı. İktidardan rahatsız seçmene, “Evet başarabiliriz” duygusu verdi. Bunun demokrasimize ne kadar büyük bir katkı olduğunu teslim etmek gerekir.
(Meral Akşener, Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş ve muhabirimiz Gamze Kolcu’nun sorularını yanıtladı.)
‘PARLAMENTER SİSTEMİ KONUŞMALIYIZ’
- Masada kriz mi var? İkinci çeşit başlıyor, 6‘lı masada sonuca ne kadar yakınsınız?
Masada bir sorun yok. Gördüğüm şey şu; farklılıklarımıza hürmet duyduğumuz, müştereklerimizin öne çıktığı, nitekim Türkiye için olumlu adımların atıldığı bir yer burası. Anlayamadığım mevzu ise; biz güçlendirilmiş parlamenter sistem üzerinde konuşurken, konuşmamız gerekirken, bu adaylık konusuna nereden geldik? Biz getirmedik. O masada Türkiye’nin geleceğine dair çok önemli çalışmalar yapılıyor. Fakat daima adaylık kısmı üzerinden tartıştırılıyor.
‘KURULTAY TEKNİK BİR KONU’
- Kurultay kararı için ne söylemek istersiniz?
Kurultayımız, teknik bir karar. Önümüzdeki seçimlerde milletvekilliği adaylığı isteyen arkadaşlarımız olacak. 2018’de biz bunu yaşadık. Aday olan arkadaşlarımız seçim çalışmalarına ağırlaşınca, vilayet ve ilçeler boşaldı. Vilayet ve ilçe teşkilatlarının kongrelerini yapacağız. Bir de tavsiye kararı aldık, milletvekili adayı olmayı düşünen arkadaşlarımızın idare konseylerinde yer almamasını tavsiye ettik. Büyük Kurultay konusunda ise şunu söyleyebilirim; öncelikle seçim ne vakit olacak, nasıl olacak onu bilmiyoruz. Bizim planlamalarımıza nazaran 31 Ocak 2023’te ilçe ve vilayetlerde kongreler tamamlanmış olacak. Fakat bir anda erken seçim kararı alınırsa, büyük kurultay yetişmez. Kurultay kararımız stratejik bir karar değil, teknik bir husus. Yasal bir süreç.
GÖRÜŞMELERDE İKİNCİ TIP BAŞLIYOR
Güçlendirilmiş parlamenter sistem amacıyla bir ortaya gelen altı siyasi parti önderinin oluşturduğu 6’lı masa, ikinci cins toplantılarının birincisini bugün yapacak. CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesken sahipliğinde gerçekleştirilecek olan önderler doruğu, saat 14.00’te CHP Genel Merkezi’nde başlayacak.
Toplantıda, “seçimin kazanılması durumunda cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yapılacağı periyoda ait yol haritasının” görüşülmesi bekleniyor.
