Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak en çok çocuklar, gençler için manalı. Onlar neye nasıl ve niçin sahip olduklarını sorgulamak, anlamak için evvel kutlamalı. Cumhuriyet olmasaydı, nerede ne olacağımızı, durup düşünmeli. Bunu da en yeterli kültür sanat etkinliklerinin katkısıyla yapabilirler. Sanat, gençlerin kolay, fiyatsız, özgürce ulaşmaları gereken, ekmek kadar, su kadar kıymetli. İşte Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası (DÇSO) kurulduğu 2006 yılından beri bu maksatla seçilen yetenekli çocuklara evvel klasik müzik eğitimi veriyor, sonra sahneye çıkarıyor, konserler verdiriyor. Şefleri Rengim Gökmen’in en sevdiği, en çok emek verdiği işlerden biri bu. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şeflerinden olan üstat, en çok bu konserlerinde coşku duyuyor denilebilir. Kurulduğu yıldan beri fırsat bulduğum her konserini izlemekten keyifli olduğum DÇSO’nun 23 Nisan’da Galataportİstanbul’da verdiği konseri de büyük kalabalıkla izlemiştim. Bu defa bütün kenti değil, bütün yurdu sarmış Cumhuriyet Bayramı heyecanına Galataportİstanbul’u hıncahınç dolduranların yanında limana yanaşmış gemilerin balkonlarından bile küçük kâğıt bayraklarını sallayan yolcular da eşlik etti.
TÜRKÜLER, MARŞLAR
Sevilen 7 Türkü, 7 Marş, repertuvarındaki konsere bayan korosu Sirene de eşlik etti. Ayrıyeten erkekler de vardı ortalarında. Türkülerin hepsini biliyorduk, mırıl mırıl mırıldanarak eşlik ettik, marşlarda dayanamadık, biz dinleyiciler de katıldık. Fakat sesimizi gereğince gür bulmayan Rengim Gökmen, Gençlik Marşı’nı bir defa daha çaldırıp meydanı inlettirdi: “Güneş ufuktan artık doğar, Yürüyelim arkadaşlar!” Bu marşı dilerim ki Cumhuriyetin 100. yılında, sokaklarda daima bir arada coşkuyla söyleyelim, TC’nin fabrika ayarlarına dönüşünü kutlayalım!
GÖZ KIRPANLAR
Konser sonrası maestronun şahsında orkestrayı oluşturan gençleri kutladım. Rengim Gökmen’e bütün kentte kutlama heyecanının yaşandığını, bundan evvelki yıllarda ilgisiz kalan AKP’li belediyelerin de bu yıl görkemli kutlamalar düzenlediğini, Beyoğlu Belediyesi’nin Galata Meydanı’nı bayraklarla süslediğini anlattım. Bilgece “Herkes karşı mahalleye göz kırpıyor” diye özetledi durumu. Pozisyonu gereği fazla yorum yapmadı lakin büyüdükçe yerlerini gelen gençlere bırakan orkestra elemanlarının başarısına değinip Cumhuriyetin onlarla kıymetlendiğini anlattı. Kendisinden marş repertuarlarına Mülkiye marşını da almalarını rica ettim. “Ey Vatan, gözyaşların dinsin, yetiştik zira biz!” Konser alanından ayrılırken halk, ellerinde bayraklar, Boğaz’daki ışık ve havai fişek şovlarını görebilecekleri yerleri dolduruyor, kıyı kalabalıktan geçilmiyordu.
SANATÇILARA DA BAYRAM
Cumhuriyet Bayramı, yalnızca İstanbul’da değil, bütün yurtta coşkuyla kutlandı. Bu klasik bir TRT haber bülteni cümlesi değil. Merzifon’da Ferhat Göçer, Bursa’da Nilüfer konseri. Üsküdar üzere muhafazakar ve dindar mahallede “Yuh Yuh!” söyleyen Selda Bağcan. Beşiktaş’ta Duman, Taksim’de Murat Koç, Maltepe’de Göksel, Kartal’da Oğuzhan Koç, Maçka Demokrasi Parkı’nda Yaşar, Sarıyer merkezde Hayko Cepkin, Avcılar’da Sertab Erener diye devam ediyor bu liste. Anlaşılan o ki yalnızca fiyatsız konserlerle coşan her yaştan gençler değil, bu konseri veren sanatkarlar da kaşeleriyle bayram ediyor!
