Beyin ve Hudut Cerrahisi (Nöroşirurji) Uzmanı Op. Dr. Mehmet Feryat Demirhan, beyin tümörü hakkında açıklamalarda bulundu.
Beyin tümörlerinin beynin kendi dokusundan olabileceği üzere öbür organlarda görülen kanserler nedeniyle metastaz yoluyla da gelişebileceğini belirten Dr. Demirhan, beyin tümörlerinin çeşitlerini şöyle sıraladı:
“Birincil (primer) beyin tümörü: Âlâ huylu beyin tümörü (menengiom, schwanom, dermoid epidermoid kistler) ve makus huylu beyin tümörü (glial tümörlerden, anaplastik ve glioblastoma multiforme) olarak ikiye ayrılırlar. Düzgün huylu beyin tümörleri beyin zarlarından (menengiom) yahut beyin içerisindeki hudutlardan (schwanom), doğuştan gelen kalıntı tümörleri (dermoid, epidermoid kist) tümörler olup bu tümörlerin cerrahi tedavi sonuçları harikadır. Makus huylu beyin tümörleri ise olağandışı yahut süratle büyüyen beyin tümörleri olup süratle büyüdüğünden sağlıklı beyin hücrelerinin içerisine yayılırlar. Bu tümörlerin tedavi sonuçları tümörün yerleşimine, genişliğine, beraberindeki risk faktörlerine bağlı olarak değişmekle birlikte hayat müddeti uzatılmaktadır. İkincil (sekonder) beyin tümörü: Metastaz denilen bu tümörlere bedenin öteki organlardan beyefendisine yayılan kanserlerdir.”
BEYİN TÜMÖRLERİNİN EN SIK GÖRÜLEN BELİRTİLERİ
Şiddetli baş ağrısının, baş dönmelerinin, konuşma, işitme ve görme bozukluklarının beyin tümörünün işareti olabileceğini lisana getiren Op. Dr. Demirhan, “Beyin tümörleri, bulundukları bölgeye ve baskı altında tuttukları beyin alanına nazaran belirti vermektedir.
Kafatası içinde büyüyerek beyne baskı yapar ve baş içi basıncın artmasına neden olarak belirti verirler. Beyin tümörlerinde en sık görülen belirtileri; nöbet geçirme, baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma, kol ve bacaklarda güçsüzlük, kişilik bozuklukları, demans gibisi şikayetler, konuşma-görme bozuklukları ve yürüyüşte dengesizliktir” diye konuştu.
ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİNİN DEĞERİ
Hastalıkta erken teşhisin kıymetine dikkat çeken Op. Dr. Demirhan, “Kesin teşhis için muayene, radyolojik görüntülemeler; bilhassa Manyetik Rezonans (MR) ve Bilgisayarlı Tomografi (BT) üzere görüntüleme usulleri ile beyinde şüphelenilen lezyonun tümör olup olmadığı belirlenebilmektedir. Belirlendikten sonra tedavi sürecinde beyin cerrahisinde kullanılan yüksek teknoloji ve artan tecrübe sayesinde beyin tümörü ameliyatları artık daha inançlı bir biçimde yapılabiliyor. Genel bir kural olarak tüm düzgün huylu tümörlerde tümörün yerleşimine nazaran cerrahi teşebbüs altın standart bir formüldür. Fakat tümörün cinsine nazaran habis (kötü huylu) olanlarda cerrahi tedavi sonrası radyoterapi ve kemoterapi ameliyat sonrası uygulanan ek tedavi teknikleridir. Bu tedavi tümör hücrelerini öldürmek yahut büyümesini baskılayabilmek emeliyle uygulanmaktadır. Çok nadiren tümörün yerleşimine nazaran ameliyat edilemeyen hastalara ışın tedavisi uygulanabilir. Radyoterapinin uygulama şeması tümörün tipine, çapına ve hastanın yaşına, nörolojik bulgulara nazaran değişir. Radyoterapi uygulanırken tümörün etrafındaki sağlam beyin dokusunu korumak önemlidir” sözlerini kullandı.
