Dünya Kalp Federasyonu tarafından belirlenen 29 Eylül Dünya Kalp Günü kapsamında her yıl damar hastalıkları ve bu hastalıkların beşerler üzerindeki tesirleri konusunda farkındalık çalışmaları yapılıyor. Türk Kardiyoloji Derneği de (TKD) 1963 yılından bu yana çeşitli aktiviteler ile kalp hastalıklarını ve bu hastalıklardan korunma yollarını hatırlatmak için çalışmalarına devam ediyor. Bu çalışmaların en kıymetli alanlarından birisini de kalp ve damar hastalıkları risklerine karşı toplumda farkındalığı artırmayı hedefleyen çalışmalar oluşturuyor.
Türk Kardiyoloji Derneği Lideri Prof. Dr. Vedat Aytekin, Dünya Kalp Günü nedeniyle yaptığı açıklamada tütün kullanımına ve kolesterole dikkat çekti. Prof. Dr. Aytekin, koroner kalp hastalığı ölümlerinin yüzde 20’den fazlasının tütünden kaynaklandığını ve makus kolesterolün, yüksek riskli hastalarda kesinlikle düşürülmesi gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Aytekin, “Doğru tedbirler ile her hastalık karşısında başarılı olabiliriz” dedi.
“KORONER KALP HASTALIĞI ÖLÜMLERİNİN YÜZDE 20’DEN FAZLASI TÜTÜNDEN KAYNAKLANIYOR”
Dünyada her yıl yaklaşık 8 milyon insanın tütün eserleri nedeni ile ömrünü yitirdiğini aktaran Prof. Dr. Aytekin, biçiminde konuştu.
“KALP DAMAR HASTALIKLARINDAN VEFAT SIKLIĞI BAYANLARDA ERKEKLERE ORANLA DAHA YÜKSEK”
Kadınlarda kalp hastalığına da değinen Prof. Dr. Aytekin, TKD Bayan Kalp Sıhhati Alt Kümesi tarafından 2018 yılında TKD Arşiv Dergisi’nde “Kadınlarda Kalp Damar Hastalıklarına Yaklaşım” Raporu yayımlandığını hatırlatarak şu bilgileri paylaştı. Prof. Dr. Aytekin, “Bu raporda da belirtildiği üzere kalp damar hastalıkları (KDH) bayanlarda hala göğüs kanserinden ölümlerin önündedir. KDH bayanlarda erkeklere nazaran 10 yıl daha geç ortaya çıkıyor ve daha makûs bir klinik seyir izliyor. Günümüzde KDH’den vefat sıklığı bayanlarda erkeklere oranla daha yüksektir. Avrupa Kardiyoloji Derneği 75 yaş altı ölümlerin erkeklerde yüzde 38, bayanlarda yüzde 42’sinin nedeninin damar sertliğine bağlı KDH olduğunu rapor etmiştir. 2013 yılında ABD’de bayanlarda her 4 vefattan birinin nedeni KDH’dir. Bayanlarda ani mevt olgularının üçte ikisinin nedeni de teşhis konulamamış KDH’dir. Ülkemizde kalp sıhhatini inceleyen TEKHARF çalışmasında KDH sıklığı her iki cinsiyet için beklenenden yüksek saptanmıştır. Türkiye’de KDH oranının bayanlarda birden fazla Avrupa ülkesindeki bayanlardan yüksek olması düşündürücüdür. Elli yaşlarından sonra bayanlarda total kolesterol düzeyi de erkeklere nazaran daha fazladır. Trigliserid yüksekliği (özellikle tokluk sırasında) bayanlarda kuvvetli, bağımsız risk faktörü olarak tanımlanmıştır. Fazla kilo da bayanlarda kalp krizi riskini 3 kat artırıyor” diye konuştu.
“KALP DAMAR HASTALIKLARI İLE SAVAŞMAK İÇİN KOLESTEROL BEDELLERİ DÜŞÜRÜLMELİ”
Son yıllarda kolesterol yüksekliği konusunda aldatıcı bilgilere de dikkat çeken Prof. Dr. Aytekin, mevzuyla ilgili birtakım açıklamaların bilimsel gerçeklerden uzak bilgiler taşıdığını ve hatta neredeyse kolesterolün faydalı olduğuna dair aldatıcı görüşlerin ileri sürüldüğünü söz etti. Prof. Dr. Aytekin kelamlarına şöyle devam etti: “Bu çeşit görüşler genel kollayıcı tıp anlayışı ile uyuşmamaktadır. Gerçek datalar bilimsel datalardır. Delile dayalı bilgilere nazaran tüm milletlerarası platformlarda kabul gördüğü üzere, kolesterol bedellerinin hastanın taşıdığı kalp damar hastalığı risklerine nazaran kıymetlendirilmesi gerekir. Makus kolesterol pahası, yüksek riskli hastalarda kesinlikle düşürülmeli, çok yüksek riskli hastalarda daha fazla düşürülmelidir. Lakin bu formda kalp damar hastalıkları ile savaşmak mümkündür.”
“SAĞLIKLI BESLENİN, TERTİPLİ İDMAN YAPIN”
Prof. Dr. Aytekin, açıklamasının devamında kalp damar hastalıkları riskini artıran risk faktörleri olarak da tütün kullanımı ve kolesterol yüksekliği yanında hipertansiyon, şeker hastalığı, kilo fazlalığı, aile ve genetik faktörleri sıralayarak bu alanlarda da kesinlikle tedbir alınması gerektiğinin altını çizdi. “Bu risk faktörlerinin tıpkı bireyde birlikte bulunması KDH riskinin katlanarak artmasına neden olmaktadır” diyen Prof. Dr. Aytekin, herkese sağlıklı beslenme ve sistemli idman yapma tavsiyesinde bulundu.
