Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “türban serbestisi” ile ilgili anayasa değişikliği teklifinde “referandum” davetinde bulunmasının perde gerisinde “CHP’yi tuzağa çekmek emelinin yattığı” belirtiliyor.
Erdoğan, evvelki gün, Malatya’da, “türban serbestisi” ile ilgili partisinin hazırladığı anayasa değişiklik teklifine ait “Başörtüsü konusundaki anayasa değişikliğini Meclis’e gönderdik. Sapkın akımlara karşı ailenin de korunmasını içeren bir anayasa değişikliğinin hazırlığına başladı. Kabul edilirse kıymetli bir kazanım olmuş olacak. Şunu da yapabiliriz: Sıkıyorsa gel, referanduma gidelim. Parlamentoda bu iş çözülmüyorsa millete götürelim, kararı millet versin” çıkışında bulunmuştu. Erdoğan’ın bu çıkışının akabinde CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a, “Macaristan Başbakanı Viktor Orban” benzetmesinde bulunarak “Tek parti periyodunda bile bayanın kılık kıyafetiyle uğraşılmamıştır. Bizim söylediğimiz kanun teklifi bu ideolojiyi taşıyor” diyerek CHP’nin yasa teklifine takviye vermesini istemişti.
AKP kaynaklarından edinilen bilgiye nazaran, Erdoğan bu çıkışı ile CHP’yi “samimiyet testine tabi tutmak” istiyor. CHP’nin, “başörtüsü teklifinde samimi olmadığını” düşünen Erdoğan’ın, “yurttaşlar nezdinde de CHP’nin başörtüsü teklifinde samimi olmadığını, LGBTİ+ düzenlemesini mazeret ederek başörtüsü değişikliğine hayır diyeceğini kanıtlamak istediği” belirtiliyor.
“360’A TAKVİYE VERİN”
AKP’li kaynaklar, Erdoğan’ın “referandum” çıkışıyla birlikte CHP’yi “Meclis’te de test etmek istediğini” kaydediyor. AKP’ye nazaran CHP, “anayasa değişikliği teklifini referanduma götürebilmek için de onay vermeyecek.” Kelam konusu anayasa değişikliğini referanduma götürebilmek için parlamentoda 360 milletvekilinin “evet” oyu vermesi gerekiyor. Değişikliğin direkt TBMM’de kabul edilebilmesi için de 400 milletvekilinin onayı kural. AKP’li kaynaklar, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Biz diyoruz ki ‘Madem AKP’nin hazırladığı anayasa değişikliği teklifine onay vermek istemiyorsunuz. O vakit hakem halk olsun. Başörtüsü konusunda samimi olduğunuzu tabir ediyorsanız, gelin 400 milletvekili ile değişikliği direkt TBMM’den geçirmek yerine halkın oyuna gidelim. Cüretiniz varsa, 360 için takviye verin. Halk ne derse o olsun. Ailenin korunmasını da içeren anayasa değişikliği teklifine CHP neden ‘hayır’ diyecek? Bunu Türk halkına nasıl anlatacak?”
“MEYDANDA ANLATIRIZ”
AKP kanadı, seçimlere az bir vakit kala CHP’nin anayasa değişikliği teklifine “hayır” demesi durumunda Erdoğan’ın, meydanlarda bu durumu yurttaşlara anlatacağına da dikkat çekiyor. AKP’de, “Kılıçdaroğlu, daha evvel çözümlenmiş bir mevzuyu yine gündeme getiriyor. Sonra ‘Gelin, teklifimize takviye verin’ diyor. Biz de diyoruz ki ‘Madem bu kadar başörtüsü ile ilgili telaşların var, gel sen bize dayanak ver, bunu anayasal teminat altına alalım.’ Kılıçdaroğlu’nun, bu değişiklik teklifine ‘hayır’ demesi durumunda, bunu elbette meydanlarda halka anlatırız. Madem daha evvel Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığın başörtüsü serbestisinde bugün samimisin, yurttaşlarla helalleşmek istiyorsun, o vakit ‘hayır’ın münasebetini de anlat. Biz de halka neden hayır dediğini anlatalım” yorumları yapılıyor.
KILIÇDAROĞLU: “BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINI BEN KALDIRDIM”
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, üniversitelerde türban serbestisi için “Şimdi ‘Başörtüsü yasağını biz kaldırdık’ diyorlar lakin kıssa. Yasağı kaldıran bu kardeşinizdir” açıklaması yaptı. Kılıçdaroğlu evvelki akşam lokal bir TV kanalında katıldığı programında gündeme ait soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, türban serbestisi için şunları söyledi: “Yusuf Ziya Özcan o periyot YÖK lideriydi. Ben de yeni genel lider olmuştum. Üniversiteler kız öğrenci alınmıyor. Bunlar da hükümetti, sesleri bile çıkmıyordu. Özcan’a dedim ki ‘Niye bu kız öğrencileri almıyorsunuz?’. ‘Siz karşısınız’ dedi. ‘Hayır biz karşı değiliz’ dedim. ‘O vakit ben yarın sabah alıyorum’ dedi. Alın, niçin almıyorsunuz. Alındı. Sayın Abdullah Gül de çok yakından bilir bu telefon görüşmesini. Bunu propaganda aracı olarak hiç kullanmadım.”
