Araştırmacılar, mumyanın bandajlarının çıkarılmasına gerek olmadığı manasına gelen bilgisayarlı tomografiyi kullanarak, bedenin hassas bir iskelet yapısına sahip olduğunu buldular. Daha detaylı tahlil sırasında araştırmacılar mumyada penis belirtisi olmadığı için bedenin dişi olduğuna ikna oldu. Ekibe nazaran, bedenin 3 boyutlu görselleştirmesiyle uzun, kıvırcık saçlar ve mumyalanmış göğüsler açıkça görüldü.
Ekip, daha fazla araştırma yaptıktan sonra minik ayağın bir fetüse ilişkin olduğunu buldu. Ve tabutunun dışındaki oymalara da dayanarak uzun müddettir erkek bir rahip olduğu düşündükleri mumyanın da bir bayan olduğunu fark ettiler. Öldüğünde muhtemelen 20 ila 30 yaşları ortasındaydı.
Bu olağan mumyalama uygulamasıydı. Ama mumyanın eski mumyalayıcıları neden ceninine dokunmamıştı?
Bir arkeolog ve Varşova Mumya Projesi’nin eş yöneticisi olan Dr. Wojciech Ejsmond, “Keşif, bebeğin anne karnından neden alınmadığını merak ettirdi” dedi. “Neden orada bırakıldığını bilmiyoruz. Belki de dini bir nedeni vardı. Belki doğmamış çocuğun bir ruhu olmadığını ya da öbür dünyada daha inançlı olacağını düşündüler. Ya da tahminen de o basamaktaki bir çocuğu rahimden önemli bir ziyan vermeden çıkarmak çok sıkıntı olduğundandır.”
Peki gebe bir mumya nasıl oldu da Hor-Djehuty isimli Mısırlı bir rahibin tabutuna girdi? Yanlış anlaşılmanın sebebi ne?
Bu mumya, bir mezar hırsızlığının kurbanı olmuş üzere görünüyor. Arkeologlar, mumyanın boynundaki hasarı fark ettiler, bu da hırsızların muskalarından kimilerini çalmış olabileceğini düşündürüyor. Ejsmond, mezar hırsızları yüzünden mumyaların yaklaşık %10’unun “yanlış” tabutta bulunduğunu iddia ediyor.
Şimdilik, Varşova Mumya Projesi’ndeki arkeologlar, mumyanın eski Mısır’daki yaşam hakkında – bilhassa kadınlar-, doğum öncesi bakım ve Mısır’ın vefattan sonraki hayatı hakkında neler ortaya çıkarabileceğini görmek için can atıyorlar.
