Gaziantep’te Melisa İlhan, 4 yıllık eşi Abdurrahman Erbay’dan geçen yıl ayrıldı ve 3 ay evvel de resmi olarak boşandı. Eşinden ayrıldıktan sonra ortaokul arkadaşı olan Muhabbet Toz ile birlikte yaşamaya başlayan Melisa İlhan, arkadaşı ve onun sevgilisi tarafından çocukları 3 yaşındaki Lina Nazlı ile 1,5 yaşındaki Naime Ceyda’nın alıkonularak fuhşa zorlandığını sav etti.
Pazartesi günü bir televizyon programına katılan Melisa İlhan, aylardır görmediği ve kayıp olan kızlarının bulunmasını istedi. Melisa İlhan’ın yaşadıklarını anlattığı programa telefonla katılan Kiraz Alkurt, küçük kızı Naime’nin kendisine bırakıldığını ve bakıcılık yaptığını söyledi.
KÜÇÜK KIZI MÜDAFAAYA ALINDI
Bunun üzerine meskene giden gruplar, Naime’yi teslim aldı, Kiraz Alkurt ise gözaltına alındı. Alkurt sorgusunda bakıcılık yaptığını ve Lina Nazlı’yı hiç görmediğini söyledi. Kiraz Alkurt, çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere özgür bırakılırken, Naime ise Aile ve Toplumsal Hizmetler Vilayet Müdürlüğü takımları tarafından muhafazaya alındı.
Aynı gün polis tarafından gözaltına alınan Mehmet Aksu ile Muhabbet Toz, Lina Nazlı Erbay’ın öldüğünü ve cesedinin Seyrantepe Mahallesi’ndeki bir giysi mağazasında, derin dondurucuda saklandığını söyledi.
Giyim mağazasındaki derin dondurucuda Lina’nın cansız vücuduna ulaştı. Emniyet’teki süreçlerinin akabinde adliyeye sevk edilen Mehmet Aksu ile Muhabbet Toz, tutuklandı.
‘BENİM CANIM YANDI DİĞERLERİNİN CANI YANMASIN’
Lina Nazlı’yı gözyaşları ortasında toprağa veren ve taziyeleri kabul eden Abdurrahman Erbay, kızına bu acıyı yaşatanlara en ağır cezanın verilmesini istedi.
Kızının hiçbir rahatsızlığının bulunmadığını ve darbedilerek öldürüldüğünü söyleyen Erbay, “Küçük meleğimi öldürdüler. Benim hoş kızıma kıydılar. Ben onun saçının teline bile dokunamazken, canı acır diye içim parçalanırken bir öbürleri gidip benim küçücük kızımın canına kıydılar. Benim canım yandı, öteki anne balaların canı yanmasın. Öteki evlatlara kıyılmasın. Bunu yapanlara müebbet mahpus cezası verilsin, gün yüzü görmesinler” diye konuştu.
‘VÜCUDUNDA SİGARA SÖNDÜRÜLMÜŞ’
Abrurrahman Erbay, kızının daha evvel hastanelere gittiğini ve annesinin imza vererek tedavi etmeden çıkardığını öne sürdü.
Lina Nazlı’nın bedeninde sigara söndürüldüğüne dair izler ile darp izleri bulunduğunu anlatan Erbay, “Benim kızımın bedeninde sigara söndürüldüğüne yönelik izler var. Kızımın başına aldığı darbeler var. Bunlar annesi de yanlarında daha evvel de kızımı alıp farklı hastaneye gidiyorlar. Fakat hekimler kızımın bedenindeki izleri görüp, şüphelenip polise haber vermiyor. Hekimler bunu nasıl fark etmez. İmza karşılığında nasıl çocuğumun hastaneden çıkışına müsaade verilir” dedi.
‘TESELLİYİ KÜÇÜK KIZIM NAİME’YE KAVUŞMAKTA ARAYACAĞIM’
Erbay, Lina Nazlı’yı kaybetmenin derin hüznünü yaşadığını fakat küçük kızı Naime’ye kavuşmak için ilgili kurumlara müracaatta bulunduğunu söyledi. Bundan sonraki süreçte teselliyi Naime’de bulacağını ve ona çok âlâ bakacağını lisana getiren Erbay, şunları kaydetti:
“Küçük kızım Naime’yi almak için Aile ve Toplumsal Hizmetler Vilayet Müdürlüğü’ne müracaatta bulunduk. Geldiler, konutumuzu denetim ettiler. Kızımı bırakmayacağım. Bir formda alıp onu bağrıma basacağım. Küçük kızımı daha evvel gördüm, hasret giderdim. Ben artık teselliyi onda arayacağım. Büyümüş, gülüşü, bakışı, ablası üzere. Naime’ye sarılınca, canına kıydıkları Lina aklıma geldi. Sıkıntı bir biçimde ayakta durabiliyorum. Lakin benim artık Naime için ayakta durmam gerekiyor. Büyük kızımı kaybettim, küçük kızıma çok âlâ bakacağım. Onu gezdireceğim, ona kıyafetler alacağım, oyuncak alacağım, saçlarını tarayacağım. Babalık vazifemi layıkıyla yerine getireceğim. Daha evvel de çocuklarıma çok uygun bakardım.”
‘EN BÜYÜK SINAVIMI ÇOCUĞUMU KENDİ ELLERİMLE MEZARA KOYARKEN VERDİM’
Erbay, en büyük imtihanını çocuğunu kendi elleriyle mezara koyarken verdiğini söyledi.
Eşinden ayrıldıktan sonra çocuklarını bulmak için her yolu denediğini anlatan Erbay, “Eşimden ayrılmadan evvel de annesi çocuklarla fazla ilgilenmezdi. Ben daha çok ilgilenirdim. Çocuklarım hasta olduğunda sabahlara kadar başlarında bekliyordum. Benim eşim çok saftı ve çok çabuk kandırırlardı. Çocuğumu kendisinden almak için de çok uğraş ettim. Karakollara gittim, tabirler verdim lakin sonuç alamadım. Eski eşim hatalıysa o da cezasını çeksin. Gecemi gündüzüme kattım. Sabahlara kadar mahalle mahalle çocuklarımı aradım. Gitmediğim yer kalmadı. Geceleri tek tek barları, cümbüş yerlerini denetim ettim. Çok aradım uğraş ettim lakin çocuklarıma ulaşamadım. Devlet kızlarımı anneye verdi inançlı ellerde diye artık bir kızım toprak altında bir kızım da müdafaa altında. En büyük sınavımı kızımı mezara koyarken verdim” sözlerini kullandı.
