Kaşıntının altta yatan birçok hastalığın sebebi olabileceğini belirten Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Ekiz, deri muayenesinin teşhiste en değerli araçlardan birisi olduğunu kaydetti.
Doç. Dr. Hasret Ekiz, kaşıntıya neden olan dermatolojik hastalıklar ile ilgili açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Hasret Ekiz, kaşıntıya en çok sebep olan uyuz hastalığının son devirlerde artmaya devam ettiğini ve tedavi edilmezse aylarca sürebileceğini tıpkı vakitte bireylerde ruhsal rahatsızlıklara yol açabileceğinin altını çizdi.
PEK ÇOK HASTALIĞIN BELİRTİSİ OLABİLİR
İnsanların birçoklarının hayatlarının bir devrinde kesinlikle kaşıntı şikâyeti yaşadıklarını lakin gerçek sıklığının bilinmediğini söyleyen Doç. Dr. Hasret Ekiz, “Kaşıntı, deri hastalıkları dışında, kansızlıktan parazite kadar pek çok hastalığın belirtisi olabilmektedir. Bu nedenle uzun süren kaşıntıları ciddiye almak gerekir. Kimi vakit en az ağrı kadar hastayı rahatsız eden; uykusuzluğa ve depresyona yol açan, hatta çeşitli psikiyatrik problemleri olup tedavi edilmeyen bireylerde intihar niyetlerine bile neden olabilmektedir. Kaşıntı için bedenin bir çeşit uyarısı ya da derinin bir reaksiyonu demek mümkündür” dedi.
STRESE BAĞLI OLABİLİR
Dermatologların, deri muayenesi ve genel muayene ile kaşıntının nedenini belirlemeye çalıştıklarını lisana getiren Doç. Dr. Ekiz, “Tüm bu araştırmaların sonuçlarına nazaran, gerekirse ilgili başka kollardan uzman tabiplerin de yardımına da başvurulur. Bazen de hiçbir neden olmadan gerilim ve ezaya bağlı kaşıntılar ortaya çıkabilir” biçiminde konuştu.
BOL NEMLENDİRİCİ KULLANMAK GEREKİR
Doç. Dr. Hasret Ekiz, kaşıntıya sebep olan dermatolojik hastalıklar ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Cilt kuruluğuna bağlı kaşıntı dermatoloji polikliniğine başvuran hastalarda en sık görülen nedenlerden biridir. Cilt yüzeyinde pullanma, çatlama ve kaşıntıya yol açancilt kuruluğu, bedenin rastgele bir kısmını etkileyebilir. Çoklukla el, kol ve bacaklarda görülür.
Hava koşulları, çok sıcak su yahut sabunlu suyla yıkanmak, yetersiz sıvı alımı ve birtakım ilaçlar cildin kurumasına yol açabilir. Ayrıyeten yaş ilerleyince cildimiz de yaşlanır ve buna bağlı olarak cilt kuruluğu ortaya çıkar. Akabinde da senil pruritus dediğimiz yaşlılık kaşıntısı ortaya çıkar. 40 yaşını aşmış bireylerin yarısında görülen cilt kuruluğunu önlemek için sıvı alımının artırılması, kışın cildi soğuktan korumak, sabun değil, syndet biçimi cildi kurutmayan temizleyici eserler tercih etmek ve en kıymetlisi bol bol nemlendirici eserler kullanmak gereklidir.”
GEBELİKTE KAŞINTI SIK OLARAK GÖRÜLEBİLİR
Doç. Dr. Hasret Ekiz, hamilelerde de kaşıntının sık karşılaşılan bir durum olduğunu söz ederek, “Gebelerde PUPP denilen gebeliğin ürtkeryal erüpsiyonu, yeniden kaşıntı ile seyreden gebelik prurigosu, çoklukla 3. trimesterde ortaya çıkan gebelik kolestazı da kaşıntı ile seyretmektedir. Herpes gestasyones denen kaşıntı ve içi su dolu kabarcıklar ile seyreden az durumda da hamilelerde kaşıntı ortaya çıkabilmektedir. Daha birçok dermatolojik hastalıkta da kaşıntı ek semptom olarak ortaya çıkabilmektedir” sözlerini kullandı.
BAZI İLAÇLAR KAŞINTIYA NEDEN OLUYOR
Bazı ilaç alerjilerinin de deride rastgele bir döküntü olmaksızın kaşıntıya sebep olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Hasret Ekiz, şunları söyledi:
“Bunların kaşıntı oluşturma sistemi tam olarak bilinmemektedir. Kolestazı indükleyerek, histamin salınımına yol açarak, deride kuruluğa sebep olarak yahut opiatlar yoluyla kaşıntıya sebep olduğu düşünülmektedir. Birtakım doğum denetim hapları, birtakım kalp ilaçları, lityum üzere birtakım psikiyatri ilaçları, bizim sivilcede kullandığımız isotretinoin içerikli ilaçlarımız döküntüye sebep olmadan kaşıntıya sebep olabilmektedir.”
Uyuz sonrası ruhsal olarak kaşıntı devam ediyor
Birçok emosyonel gerilim ve depresif durumlarda da yaygın yahut lokalize olarak kaşıntının ortaya çıkabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Hasret Ekiz; “Bazen delüzyonel parazitoz da deri bulgusu olmadan güya bedeninde parazitler geziniyormuş üzere bir pay yol açarak bedende kaşıntı hissini tetiklemektedir. Bilhassa uyuz geçirmiş hastaların tedavi sonrası iyileşseler bile bir müddet kaşıntıları devam edebilmektedir. Ayrıyeten alkol yoksunluklarında ve kimi şizofreni hastalarında da kaşıntı ortaya çıkabilmektedir” diye konuştu.
Doç. Dr. Hasret Ekiz, kaşıntının ekzojen (dış kaynaklı) faktörlerini şöyle sıraladı:
“Yünlü giysiler, nemlendirici özelliği olmayan sabunlar, dezenfektanlar, çok sıcak ve çok soğuk ortam, kuru ortamdan nemli ortama süratli bir formda geçiş, konut tozu akarları, küfler, hayvan tüyleri, bazen çok baharatlı yiyecekler ve alkollü içecekler kaşıntıyı artıran en önemli nedenlerdir. Hastanın kendisinden kaynaklı faktörler ise emosyonel gerilim, depresyon/anksiyete, terleme, obsesif kompülsif bozukluk, delüzyonal parazitoz, birtakım viral/stafilokoksik infeksiyonlar ve deri kuruluğudur.
Sonuç olarak kaşıntının bir çok sebeple olabildiği ve kimi öteki hastalıkların habercisi olabileceği unutulmamalıdır. Kaşıntı şikayetleri ciddiye alınmalı ve en kısa müddette bir uzmana baş vurulmalıdır.”
