Tiyatro sanatkarı, müellif ve eğitmen Enis Fosforoğlu dün son seyahatine uğurlandı. 22 Haziran Cumartesi günü geçirdiği kalp krizi sonrası 71 yaşında hayata veda eden sanatçı için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Tiyatroları Haldun Taner Sahnesi’nde merasim düzenlendi. Merasime Fosforoğlu’nun ailesinin yanı sıra sanatçı arkadaşları, öğrencileri, siyasetçiler ve sevenleri katıldı. Merasimin akabinde sanatçı Moda Camisi’nde öğle vakti kılınan cenaze namazının akabinde Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi.
Anma merasiminde Enis Fosforoğlu’nun tabutu Türk bayrağına sarıldı ve Galatasaray bayrağıyla örtüldü. Usta ismin kızı, sanatçı Seren Fosforoğlu, “Çok şık bir insandı babam. Kimseyi kırmazdı. İltifatı, hoş kelamı severdi, tatlı dilliydi” diye başladığı konuşmasında “Hastanedeyken 2 gün evvel aramızdaki konuşmayı anlatmak istiyorum. Düşümde Atatürk’ü gördüm. Atatürk sevdalısıydı babam, bizi de o denli yetiştirdi. Heyecanla aradım. ‘Baba’ dedim, ‘Atatürk’ü gördüm, devlet büyüklerini görmek çok düzgünmüş. Ondan büyüğü yok. Herhalde birtakım şeyler değişecek artık.’ Gözleri doldu, çok duygulandı. Keşke bu sabaha uyanabilseydi” tabirlerini kullandı. Seren Fosforoğlu konuşurken gözyaşlarını tutamadı.
Sanatçının oğlu Eren Fosforoğlu da gözyaşları içerisinde konuştu. Fosforoğlu, “Tiyatro, babamın hayat noktasıydı. Onun aşkıydı. İşini çok düzgün yapardı… Çok duygusal, kibar ve vicdan sahibi bir insandı. Çok hoş anılar biriktirdi.
Aslında onun kıymetini bilemediğimizi düşünüyorum. Türkiye, gerçek kıymetlerine sahip çıkamadı. 14 gün artı 71 yıl gayret etti. Bu sırada ben baba oldum… Sanırım babam bana babalığını miras bıraktı” diye konuştu.
İstanbul Kent Tiyatroları Genel Sanat Direktörü Süha Uygur da merasimde bir konuşma yaparak “Çok dik bir adamdı, onurlu bir adamdı. Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısıydı” dedi. Sanatçı Nedim Saban ise Enis Fosforoğlu’nu 12 Eylül’de sıkıyönetim vakti Kadıköy’de tiyatro açabilmesi nedeniyle Don Kişot’a benzetti.
Enis Fosforoğlu’nu uzun yıllardır tanıyan arkadaşı Mansur Beyazyürek de merasimde, “Sevgili Enis bu ülkeye fazlaydı. Bu ülkenin, bu insanların daima gönlündesin Enis” formunda konuştu. Merasimde ayrıyeten Kadıköy’de geçen yıl temeli atılan tiyatro binasına Enis Fosforoğlu’nun isminin verilmesi dileğinde bulunuldu.
‘Keşkelerle uğurluyoruz’
Enis Fosforoğlu, son seyahatine uğurlanırken usta sanatkarlar da gazetemize Fosforoğlu’nu anlattı.
Göksel Kortay: Çok üzgünüz, Enis Fosforoğlu erken göçtü bu dünyadan, daha yapacağı işler vardı. Lakin nedense tez etti… Benim gönlüm ister ki bu üzere sevgimizi, dostluğumuzu, hayranlığımızı sanatkarlarımıza yaşarken gösterelim. Salon tıklım tıklım doluydu. Ancak keşke vefatından evvel bu türlü bir gece yapılsaydı da kendisi de görseydi. Ben her giden ustanın, sanatkarın akabinde bunları düşünürüm. Tahminen de o bilmiyordu bu kadar sevildiğini…
Suna Keskin: Enis’le 20 yıl Kadıköy’de tiyatroya hizmet verdik. Çok pahalı bir tiyatro adamıydı. Enis’e yaşarken de yazık oldu, zira gerçek bedeli bilinemedi. Çok isterdim. bu hoş günü görebilseydi. Çok isterdim, keşke yeni doğan torununu kucağına alabilseydi, onu keşkelerle uğurluyoruz burada.
Ediz Hun: Benim çok yakın arkadaşımdı. Büyükada’da son yıllarda daima bir arada olduk. 1 hafta evvel birlikte oturduk, kır kahvesinde birer çay içmiştik. Çok sempatik, düzgün bir insandı, güzel bir sanatçıydı her şeyden evvel. Fakat insanlığı, sanatının da ötesinde harikaydı.
Sezai Aydın: Başımız sağ olsun. Enis’le 1971’de tanışmıştım. Dostluğumuz yıllarca devam etti, Moda’da otururken çok sık görüyordum. Lakin işte, sıra var herhalde bu işte, evvel ağabeyini defnettik, artık de Enis…
Orhan Aydın:
