Son günlerde yaşanan zelzele felaketleri, Türkiye’de birinci yardım eğitimi almanın gerekliliğini bir sefer daha hatırlattı. 1999 zelzelesi sonrasında Avrupa Birliği Ahenk Maddeleri çerçevesinde yapılan yasal düzenlemelerde birinci yardım eğitimi konusunda yasal zorunluluklar getirildiğini hatırlatan Altınbaş Üniversitesi Birinci Yardım Merkezi Müdürü Zehra Yıldız Çevirgen, toplumsal ilgi ve hassaslığın vakit içinde zayıfladığını kaydetti.
“İLK ADIMI ATABİLMESİ ÖNEMLİDİR”
İlk yardımcının öncelikli emelinin, hasta ya da yaralının hayati tehlikesini ortadan kaldırmak olduğunu belirten Çevirgen, “Hayat kurtarmak bir zincirdir. Olay yerinde her vakit bir sıhhat profesyoneli yahut bir hastane ya da bir teknik ekipman bulunamayabilir. Bu durumda konuttaki ebeveynin, ofisteki arkadaşın, durakta bekleyen her vatandaşın yanlışsız uygulamalar ile bu birinci adımı atabilmesi değerlidir. Rastgele bir kaza durumunda yahut hayati tehlikenin oluştuğu bir durumda, bu eğitimleri alan herkes, kişinin durumunun berbata gitmesini engelleyebilir, güzelleşmeyi kolaylaştırabilir ”dedi.
“SAĞLIK PROFESYONELLERİNİN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR”
Sağlık Bakanlığı’nın 2002 hazırladığı ve 2004 yılında revize edilen yönetmelikle toplumsal farkındalığın ivme kazandığını birçok kurum ve kuruluşun yasal mecburilik dışında da çalışanlarına birinci yardım eğitimi aldırmaya başladığını belirten Çevirgen, “Toplumda şuurlu, birinci yardım eğitimi almış bireylerin bulunması, hem sıhhat hizmeti veren sıhhat profesyonellerinin işini kolaylaştırıyor hem de hasta ve yaralının hayatta kalma talihini arttırıyor. İlkokul mezunu olan herkes, Sıhhat Bakanlığı onaylı Birinci yardım Eğitim Merkezlerinden, 16 saatlik temel Birinci yardım Eğitimi alıp Vilayet Sıhhat Müdürlüklerinin yaptığı imtihana girerek birinci yardımcı olabiliyor. İmtihanda başarılı olanlar, üç yıl geçerli olan Birinci yardımcı Sertifikası ve kimlik kartı sahibi olabiliyor. Üç yıl sonunda 8 saatlik tekrar eğitimine katılarak sertifika ve kimlik kartlarının geçerliliğini üç yıl daha uzatılabiliyor” açıklamalarını yaptı.
“HAYATA TUTUNMASINI SAĞLAYABİLİYORLAR”
Kritik mühlet diye isimlendirilen birinci 5 dakikanın hayati ehemmiyet kazandığını vurgulayan Çevirgen, “Solunum ve sirkülasyon durduğunda, 5 dakika içinde müdahale edilmez ise kişi geri dönüşümsüz sürece girebiliyor. Yani oksijenlenemeyen dokular ve hücreler yavaş yavaş ölmeye başlıyor. Olay yerine ambulansın teknik olarak 5 dakikada gelmesi mümkün olamayacağına nazaran, ambulans gelene kadarki müddette birinci yardımcılar, hasta yahut yaralının hayata tutunmasını sağlayabiliyorlar. İlk yardımcı olmadığında ise önemli hayati tehlikeler oluşuyor ya da hasta yahut yaralı hayatta kalmayı başarsa bile, geri kalan hayatına hiç istenmeyen sekeller ile devam etmek zorunda kalabiliyor” diye konuştu.
“HAYAT KURTARMAK AN MESELESİ”
Hayat kurtarmanın bir an sıkıntısı olduğunu söyleyen Çevirgen, “İlk yardım konusunda bilgili eğitimli birey, en sevdiği kişiyi kalp krizi geçirdiğinde hakikat müdahale ile onu hayatta tutabilir, bir anne çocuğunun boğazına yabancı bir cisim kaçtığında gerçek hareket ile onu çıkarabilir. Birinci yardım eğitimi aldıysanız, arkadaşınız zehirlendiğinde ne yapmanız ya da ne yapmamanız gerektiğini bilirsiniz” Sözlerini kullandı.
