Mehmet Sinan Kuran nevi şahsına münhasır bir sanatçı, standı de o denli. Üçleme olarak zihninde tasarladığı stant dizisinin son halkası olan “Hiçbir Yer”, Anna Laudel Galeri’de sanatseverlere kapılarını açtı. 2018’deki Introvert ve 2020’deki “Posthumous’un akabinde düzenlenen stant ziyaretçilerini tabiata verdiğimiz ziyan ve vefat üzerine düşündürüyor. “Bir vefat fakat bu kadar hoş anlatılabilir” dedirtiyor. Standını kendisi gezdiren sanatçı ile işlerini ve sanatı konuştuğumuz bir söyleşi de gerçekleştirdik.
Yerleştirme üç kata yayılan bir nizamda gerçekleştirilmiş ve her katın ağırlaştığı tema farklı: Deniz, Yer ve Gök. Giriş kat izleyeni bir sualtı kozmosuna davet ediyor. Balinaların çiftleşme davetlerinin yere verilişi ve kuyruğu kesik iki balina figürü bizi karşılıyor. “Bu dünya sırf beşerler için yaratıldı” yanılgısıyla ömrümüzü sürdürüyoruz. Sanatçı buna çok fazla vurgu yapıyor.
Kuran, kolektif işler yapmayı seven bir sanatçı. Yerdeki kapsamlı işlerde bunu gördüm. Yaptığı çalışmaları cam, görüntü üzere farklı tekniklerde ustalaşmış sanatkarlarla tekrar üretiyor. Bundan duyduğu heyecanı “Zaman vakit Antalya Kaleiçi’ne gidiyorum. Büyük bir kâğıdı açıyorum ve gelen geçen insanlardan fotoğraf yapmalarını istiyorum. Her sayfada 5 bin kişi olsa 50 bin kişinin dokunuşu olur. Çanakkale Seramik’in 7 bin personeliyle de fotoğraf yaptım. O denli ki firmanın sahibiyle çay getiren bayan yan yana fotoğraf yaptılar” kelamlarıyla lisana getiriyor.
IŞIĞI TAKİP ET!
“Yer” katında mevt ve sonrasına odaklanan Mehmet Sinan Kuran’ın fotoğraflarındaki hiçbir figür yere basmıyor. Adeta bir araf halini yansıtan işlerde bir şenlik havası görmek mümkün. Cam-epoksi karışımı bir heykel, iki başka Roma tasviri, edep-edepsizlik üzerine bir çalışma, ilkbaharın yansıması bir kumaş üzeri akrilik fotoğraf, küçük bir Mao heykeli ve küçük bir delikten bakıldığında sanatkarın zihninin nasıl çalıştığını görebildiğimiz işler ve daha kaçları bu kata yayılmış. En değişik ve bence standın kalbi diye tanımlayabileceğim şey ise bir dolap! Lakin o denli bildiğimiz dolaplardan değil. İçine gireni sürpriz bir odaya çıkaracak olan dolapta ışığı takip etmeniz kâfi. Mevt ve sonrasını düşündürecek size, bunu da deneyimlemeye paha. Daha fazla detay verip sihri kaçırmak istemiyorum. Birebir durum terastaki kısım için de geçerli.
İNTERAKTİF BİR SERGİ
Kapsamlı bir gereç yelpazesini de gördüğümüz seçki; bir öyküyü, ömür ve vefat ortasındaki bilinmezliği de merceğe alıyor. Sanatseverleri geçmişe götüren, onların anılarını canlandıran, konuklara çalışma masasındaki kâğıda fotoğraflar çizdirip interaktif olmaya da istekli. “Sergi gezerken meraklı olmak lazım. Ömrümüzde her şey kolaylaştı. Ben ise insanların düşünmelerini, fark etmelerini, bilinçlenmelerini istiyorum” diyen Mehmet Sinan Kuran’ın Hiçbir Yer standı 4 Aralık 2022’ye kadar Anna Laudel İstanbul’da.
