Niğde Müzesi Müze Müdürü Yakup Ünlüler yaptığı açıklamada, müzenin Orta Anadolu arkeolojisinin kronolojik bir düzenle sunulan 6 teşhir salonundan oluştuğunu söyledi. 5. salonda bir bayan ve 4 çocuk mumyasının sergilediğini belirten Ünlüler, şunları kaydetti:
“Antik periyotta mumyalama mevtten sonraki hayat için vücutların sağlam kalması maksadıyla yapılmaktadır. Mumyalama yetenekli uzman şahıslar tarafından gerçekleştirilmiştir. Öncelikle bedendeki nemin emilmesi için ölen kişi sodyum karbonatla, tuzla kaplanırdı. Bedendeki su cesetten uzaklaştırıldıktan sonra bedene beğenilen kokulu yağlar ve bitki reçineleri sürülürdü. Sonrasında beden keten bezlerle sarılarak havayla teması kesilirdi. Böylece bedenin havayla teması kesilerek çürümesi engellenmiştir. Antik Mısır’daki mumyalama süreci çoklukla kraliyet ailesi, soylu aileler ve zenginler üzere toplumun seçkinleri için yapılıyordu. Uygulama kıymetli olduğu için sıradan beşerler nadiren mumyalanıyordu.“
’SARIŞIN MUMYA’ 162 SANTiM BOYUNDA
Ünlüler; ‘sarışın rahibe’ mumyasının Aksaray’a bağlı Ihlara Vadisi’ndeki Yılanlı Kilisesi’nde bulunduğunu aktararak, bayanın 21-22 yaşında öldüğünü ve 162 santimetre uzunluğunda olduğunu belirtti. Rahibenin Mısır şeklinde sargılama tekniğiyle mumyalandığına dikkati çeken Ünlüler, şunları söyledi:
“Başında örtü bulunması ve kilise içerisine gömüldüğü için rahibe olduğu düşünülmektedir. Saçlarının da sarı olması nedeniyle ’sarışın mumya’ olarak isimlendirilmiştir. Mumya üzerinde el dikişli bir elbise ve başında örtü bulunmaktadır. Sarı saçları, kaşları ve kirpikleri hala birinci günkü canlılığını korumaktadır. Sırt üstü konumda olup, sağ kolu göğsünün üzerine, sol kol göğüs altına hakikat uzatılmış olup, sağ elinde ipek bir mendil bulunmaktadır. Mumya üzerinde röntgen çekiminde, sağ ve sol kalça kemiklerinin birleşim yeri olan mafsal kısmının kapalı olması nedeniyle doğum yapmadığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere rahibeler münzevi ömrü tercih ederlerdi, bebek yapmazlardı. Mevt nedeninin teneffüs yolu rahatsızlığı olabileceği düşünülmektedir. Saç örneğine nazaran ise denizel eserler tükettiği anlaşılmıştır. Bu nedenle kıyı şeridinde yaşamış olduğu düşünülmektedir.”
Aksaray sonları içerisindeki Çanlı Kilise’de bulunan 4 çocuk mumyasının ise sırt üstü konumda olup, elleri göğüsleri üzerinde bağlandığını işaret eden Ünlüler, mumyaların üçünün üzerinde 2-3 katlı giysiler bulunduğunu, 4 çocuk mumyasının Bizans Dönemi’ne ilişkin olup, kiliseyle bir arada milattan sonra 10-11. yüzyıla tarihlendirildiğini tabir etti.
