6’lı masada yer alan siyasi partilerin önderleri, ikinci çeşit görüşmelerin birincisini, 2 Ekim Pazar günü, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesken sahipliğinde gerçekleştirecek.
Ancak birinci tıp görüşmelerin tersine, ikinci cinsin birinci toplantısı, bilhassa CHP ile ÂLÂ Parti ortasında cumhurbaşkanı adaylığı konusundaki görüş ayrılığı ve son olarak UYGUN Parti Genel Lideri Meral Akşener’in, “6’lı masa noter değildir” açıklamaları nedeniyle, “masada çatlak mı var, masa dağılabilir mi?” tartışmalarının gölgesinde yapılacak.
Toplantının gündeminde ise geçiş sürecinin yol haritasının netleştirilmesi, cumhurbaşkanı adayının “seçim beyannamesi” ve “ön koalisyon protokolü” olarak da söz edilen, iktidara gelinmesi halinde ülkenin nasıl yönetileceğine ait unsurların ele alınması bekleniyor.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, GÜZEL Parti Genel Lideri Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan ve Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal’dan oluşan 6’lı masa, pazar günü saat 14.00’de CHP Genel Merkezi’nde bir ortaya gelecek.
İlk toplantısını 12 Şubat’ta gerçekleştiren ve birinci günden itibaren, “ortak aday”, “yarının Türkiye’sini kurma” seçim öncesi ve sonrasına dönük işbirliği konusunda kararlılık sözü içeren bildiriler açıklayan 6’lı masanın, ikinci çeşit toplantıları daha “sancılı” bir atmosferde başlıyor. Masanın iki büyük partisi, CHP ve DÜZGÜN Parti ortasında en kritik mevzu başlıklarını oluşturan “cumhurbaşkanı adaylığı” ve “HDP ile ilişkiler” konusunda partinin ikinci isimlerinin açıklamalarıyla başlayan tansiyon, ÂLÂ Parti Başkanı Meral Akşener’in bir kere daha “kazanacak aday” vurgusu yapıp, adaylık konusunda “6’lı masanın noterlik misyonu yok” kelamları ve 2018 seçimlerinde partisine 15 milletvekilini “ödünç vermesini” kastederek, CHP’ye artık “diyet borçlarının kalmadığı” istikametindeki açıklaması nedeniyle 6’lı masanın geleceğine ait soru işaretlerinin oluşmasına neden oldu.
AKŞENER KİME, NE İLETİ VERİYOR?
6’lı masayı oluşturan siyasi partilerin kulislerinde Akşener’in bilhassa “6’lı masanın noter misyonu olmadığı” tarafındaki çıkıyla, hem parti içine, hem de parti dışına, bilhassa de CHP’ye ileti verdiği söz ediliyor.
Gerek ÂLÂ Parti’de ve gerekse masada yer alan birtakım partilerde, CHP’nin, şimdi masada konuşulmamasına rağmen Kılıçdaroğlu’nun adaylık niyetine ait yaptığı açıklamalar, “dayatma” olarak yorumlanıyor. Akşener’in de şimdi masada konuşulmadan CHP’lilerin, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını pekiştirmeye yönelik yeni ataklarının önüne geçmek için bu çıkışı yaptığı kulislerde yapılan yorumlardan.
Kulislerde, CHP’nin bu hafta sonu, Ordu’da yapılacak Büyükşehir Belediye Liderleri toplantısından “Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek” bildirisi çıkması mümkünlüğü konuşuluyordu. Akşener’in, son açıklamasında Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları’nın isimlerini anarak, adaylık denklemi içinde tutmasının akabinde, bu türlü bir bildiri açıklama mümkünlüğünün da önüne geçildiği yorumları yapılıyor.
‘SEÇMENİ ENDİŞEYLE, UMUT ORTASINDA BİR YERDE TUTMAK GEREKİYOR’
Akşener’in bu türlü sert bildiri vermesinin temel nedeni olarak ise bilhassa CHP’lilerin şimdiden “seçimi kazanıyoruz rehaveti” gösteriliyor.
İYİ Parti kurmayları, CHP’lilerde, “Kimi aday çıkarsak, kazanırız” havasının hâkim olduğunu, halbuki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi kazanmak için iktidar imkanlarını sonuna kadar kullanacağını savunuyorlar. Akşener’in aslında bu çıkışıyla, herkesin “silkelenip, kendisine gelmesini” sağladığı yorumu yapılıyor. Hatta Akşener’in başlangıçta, daha sert bir konuşma yapmayı planladığı, lakin bunun daha büyük meşakkat yaratacağı düşünülerek vazgeçtiği de tabir ediliyor.
Sadece GÜZEL Parti’de değil, 6’lı masada yer alan kimi siyasi partilerin yöneticilerine nazaran de Akşener, hem kendi tabanından Kılıçdaroğlu’nun adaylığından hoşnut olmayacak kısımlara ileti verdi, hem de “seçmeni zinde tutmak” için bu çıkışı yaptı:
“Akşener, güçlü bir liderlik yürütüyor ve bugünkü gidişattan şad olmayanları yahut erken rehavete kapılanları önlemek de liderliğin gereğidir. Seçim akşamına karar, seçmeni endişeyle umut ortasında bir yerde tutmak gerekiyor. Zira şimdiden, ‘seçimi kazandık, derseniz, seçmen, nasılsa kazanıyoruz, hissiyle sandığa gitmeyebilir. Yahut iktidarın propagandasından etkilenebilir. Onun için seçmeni zinde tutmak gerekiyor. Nasıl ki gözü dönmeyen asker zafer kazanamaz, seçmenin de gözünün dönmesi gerekiyor.”
