Merkez Bankası (TCMB), dün ağustos ayı ödemeler istikrarı datalarını açıkladı.
Buna nazaran, geçen yılın ağustos ayında 1 milyar 75 milyon dolar fazla veren cari süreçler hesabı, bu yılın birebir periyodunda 3 milyar 112 milyon dolar açık verdi.
YILLIK CARİ AÇIK 40 MİLYAR DOLARI AŞTI
Yılın birinci 8 ayında cari açık geçen yılın birebir periyoduna nazaran yüzde 211 artarak 39 milyar 717 milyon dolara ulaştı.
Bunun sonucunda 12 aylık cari süreçler açığı 40 milyar 889 milyon dolara yükseldi ve 4 yılın doruğuna ulaştı.
Konuya ait “Merkez’in ödemeler istikrarı karnesi pek yanılgılı, pek noksan!” başlıklı bir yazı kaleme alan Dünya gazetesi muharriri Alaattin Aktaş, “Merkez Bankası dataları gösteriyor ki sekiz ayda 40 milyar dolar döviz açığı, yani cari açık verilmiş. Geçen yılın birinci sekiz ayında 13 milyar dolar olan açık bu yıl 40’a tırmanmış” dedi.
“40 milyar dolar açık verilen sekiz aydaki finansman 11 milyar dolar. Bu, görünür finansman” diyen Aktaş şu tabirleri kullandı:
“Hep diyorum ya, ”finanse edilemediği sürece esasen açık verilemez” diye. Hasebiyle bir de görünmeyen finansman var. Ya da başka bir sözle net yanılgı ve noksan var. Sekiz aydaki net yanılgı noksan tam 28.3 milyar dolar. Bu bir rekor. Daha evvel bu seviyede bir net yanılgı noksan görülmedi.
Son vakitlerde övüne övüne sıcak paradan kurtulduğumuz söyleniyor ya… Aslında tam aksisi olsaydı da keşke o sıcak paradan kurtulmasaydık! Ağustosta 812 milyon dolar gelmiş lakin birinci sekiz ayda 11 milyar dolardan fazla portföy yatırımı kaybetmişiz. 11 milyar dolar çıkmasa ve tıpkı ölçü gelseydi ve bu parayı rezerve ekleme talihimiz olsaydı şu an rezervimiz 22 milyar dolar daha üstteydi.
Fena mı olurdu?
Sıcak paradan kurtulmuşuz!
Sakın yabancı esasen gelmediği için biz kendimizi teselli etmenin yolunu bu türlü bulmuş olmayalım!
Üstelik bu yıl yaz aylarını da açık vererek geçiriyoruz. Yani eylülde de açık verileceği kesin. Son çeyreklerde ise aslında daima açık veriliyor. Münasebetiyle bu yılın tümündeki cari açığı 55-60 milyar dolar ortasında tutabilirsek bunu muvaffakiyet saymalıyız.
Bu seviyede bir açığı verebilmenin olmazsa olmaz kuralı, bu açık kadar finansman bulabilmek.
Peki nereden?
‘Kaynağı belgisiz para olarak’ tanımlanan net kusur ve noksanla mı bu finansman sağlanacak, diğer türlü kaynak mı bulacağız?”
