Geçen yıl kurulan ve başarılarla dolu bir dönemi geride bırakan İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Tiyatroları (İZBBŞT) 6 Ekim’de yeni dönem için perde diyecek. 70 yılın akabinde İzmir’de bir hayali gerçekleştiren İZBBŞT, Genel Sanat Direktörü Yücel Erten’in önderliğinde 37 kişilik oyuncu takımı ile seyirci karşısına çıkacak. Uzun süren bir ortadan sonra kendine ilişkin sahnesine kavuşan ve artık oyunlarını İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde oynayacak olan İZBBŞT, yıl boyunca sergileyeceği birbirinden değişik yapıtlarla izleyicilere adeta tiyatro şöleni yaşatacak.
Yeni döneme sayılı günler kala Yücel Erten’in yanı sıra oyuncular Ayhan Anıl ve Müge Kızılbağlı’nın konuğu olan Cumhuriyet, tiyatronun kuruluş hikayesi ve dönemdeki maksatları, yeni oyun programı, İZBBŞT’nin genç ve dinamik takımının elde ettiği muvaffakiyetler üzerine sohbet gerçekleştirdi. Yeni dönem öncesinde seyircilere kıymetli iletiler veren direktör Erten ve takımı, elde ettikleri muvaffakiyetlerin tesadüf olmadığını, bu periyot seslerinin artık daha fazla duyulacağını söyledi.
İZBBŞT Genel Sanat Direktörü Yücel Erten
İzmir’de yarattığınız hareketlilikle Türkiye’ye örnek olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Ben İzmir’de tiyatrolarımızın geleceği açısından değerli referanslar oluşturduğumuz kanısındayım. Biraz da ezber bozan bir yola işaret ettiğimizi düşünüyorum. Keşke İzmir modeli bir ivme verse elbirliği ve ortak akıl ile genişletip güçlendirerek lokal idare tiyatrolarımız çoğalsa, insanlarımızla kucaklaşmaya başlasa, ne hoş olurdu!
Oyunlarınızı hangi sahnede oynayacaksınız?
İkinci dönemimize yeni sahnemizde gireceğimiz için çok heyecanlıyız. Kültürpark’taki İsmet İnönü sahnemiz, çatısından sahnesine, salonundan kulisine, havalandırmasından ışık ve ses sistemine kadar tekrar düzenlendi. Ekim ayından itibaren 365 kişilik, tiyatro izlemeye uygun, şık bir salonda karşılayacağız. Çocuk oyunlarımız ise anne-babalar açısından daha uygun bir ortam olan İzmir Sanat’ta devam edecek.
Şehir Tiyatroları olarak gelecekte ne üzere maksatlarınız var?
Kurucu Genel Sanat Direktörü olarak misyon müddetim 3 yıl. Geriye kalan 2 yılda da maksadımız, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Tiyatroları’nın kurumsallığını pekiştirmek, toplumun problemlerine ve seyircinin isteklerine hassas bir sanat siyasetini sürdürmek, sanatsal seviyesi giderek yükseltmek ve bu tiyatronun İzmirlilerin gönlünde sarsılmaz bir yer tutmasını sağlamaya çalışmak olacak.
8 ödül birden aldınız. Şimdi birinci dönemde bunu nasıl başardınız?
Yüzlerce insan ortasından en yetenekli, en yatkın ve en birikimli olanları seçmek için günlerce emek verdik. Arkadaşlarımız da heyecanın içinde, pandemi devrinin düşüncelerine göğüs gerdiler. Tiyatronun ortaklaşa üretmek olduğunun şuurunda, coşkuyla çalıştılar. Bir takım ruhu olmazsa tiyatro rutinleşir, yavanlaşır. O şuurla, o disiplinle, o aşkla yürüdük.
Oyuncu Müge Kızılbağlı
Şehir tiyatroları sizin için nasıl bir deneyim oldu?
Ülkemizdeki çölleşmeden tiyatrocular ve tiyatrolar olarak biz de nasibimizi aldık. Bizim hissemize düşen de kültürel çölleşme oldu. Biz İzmir’de bundan korunmaya çalışıyoruz. Uzun yıllar sonra çöle bir yağmur yağdı ve adeta nihayet dedik. Burası bir vaha üzere. Yağmur alan hudutlu alanlardan bir kuruyorken yine yeşerdik. Gençler için bir ümit olduk.
İZBBŞT’nin geleceği ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Yücel Erten yıllar evvel Devlet Tiyatroları’nda misyon yaparken “Beni padişah yapın, padişahlığı kaldırayım” demişti. Kent Tiyatroları’nın sanat direktörünün bu yaklaşımı bile başlı başına bir umut kaynağı. İzmir Kent Tiyatroları’nın yasal bir garantiye kavuşması ve sanatsal olarak özerkliğe kavuşması çok değerli. Umarım İzmir’de yakılan ateş tüm Ege’ye ve Türkiye’ye yayılır.
Devlet Tiyatrosu ile İZBBŞT ortasında ne üzere farklar gördünüz?
Devlet tiyatrolarına giydiği o gömlek dar geliyor. Artık hantallaşmış bir yapı kelam konusu. Bir bütünlük yok. Şişen bu yapının yine yapılandırılması gerekiyor. Kurumu kötülemek istemiyorum lakin olan bu. Gayemiz burada, kent tiyatrolarında yeniyi yaratmak. Burada çok özgürüz ve işimizi yeterli yapıyoruz. Herkes işini severek, canla başla yapıyor ve birlikte yeni bir şey yaratmanın heyecanını hissediyoruz. Kendimizi biraz daha inançta hissediyoruz. Gelecekle ilgili korkularımız daha az.
Oyuncu Ayhan Anıl
Tiyatro sizin için ne manaya geliyor?
Tiyatro benim için hiçbir vakit bir iş değildir. Tiyatro bir ömür biçimidir. Fedakârlık ister. Tiyatro asla kolay bir şey değildir. İşinizi hoş yapıp bir şeyleri başardığınızda bundan daha hoş bir his yoktur. Şayet sevdiğiniz işi yaparsanız hiç çalışmazsınız. Benim için bir aşk olduğundan tiyatroyu daima ön planda tuttum ve bu yüzden de çok meşhur olamadım. Tiyatrodan aldığınız parayla fakat ucu ucuna geçinebilirsiniz. Aslında para için tiyatro yapılmaz.
Televizyon dizilerinde de rol aldınız. Tiyatro ile televizyon ortasında ne üzere farklar gördünüz?
Televizyonda bir yerden sonra “Tamam tiyatrocu olsun fakat tiyatro yapmasın” dendiğini gördüm. Tiyatroya hürmet duyulmuyor ve hala bir güçlü sporu olarak görmeye çalışıyorlar. Tiyatro ile dizi ve sinema oyunculuğu öbür şeyler. Orası bambaşka bir dünya. Dizi ve sinemalar çok fabrikasyon işler olduğundan bir sanat tasası yok. “Çekelim bitsin” havası hâkim, “Paramız yattı mı?” kaygısı daima ön planda.
