Zafer Partisi’nin Kurucular Heyeti Toplantısı sonrasında parti içindeki muhaliflerden Soner Çam ve Çetin Davarcı darp edilmişti. Soner Çam, 25 Eylül’de gerçekleşen olayda, saldırganları Ümit Özdağ‘ın azmettirdiğini ileri sürmüştü.
Eskişehir’de yaptığı basın açıklamasında gerçekleştirilen atağın nedenine değinen Çam, parti gönüllülerinin yaptığı bağışların bir kısmının Zafer Partisi’ne değil, bireylere aktarıldığını, bu olay tarafınca ortaya çıkarılınca kelam konusu linç teşebbüsünün gerçekleştirildiğini ileri sürdü.
“BAĞIŞLARIN ŞAHSINA VERİLMESİNİ İSTEDİ”
Ümit Özdağ’ın ‘provokatör‘ olduğunu söyleyen Çam, “Ben partinin gereksinimlerini giderdiğim bir devirde, Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ bundan sonra yapacağım bağışların partiye direkt ya da dolaylı yollar ile değil de, yalnızca şahsına verilmesini istedi. Bununla ilgili şahsımı ikna etmek için bir kaç münasebet saydı. Parti kurulmadan evvel Ayyıldız Hareketi sürecinde parti kurulması için benden birkaç kez para istedi. Bana para toplama yetkisi de verdi.
Ben de kendisinin şahsi banka hesabına parayı gönderdim. İlerleyen süreçte partide benim üzere birçok arkadaştan para aldığını öğrenince durumdan şüphelenip, parti muhasebesinde verdiğim paraların karşılığını bulmaya çalıştım. Bir müddet araştırmalarda bulunduktan sonra bizlerden ve tanımadığımız birçok bireyden topladığı, paraların parti kayıtlarına girmediğine şahit oldum.
İşte her şey bu türlü başladı. Durumu kendisine ilettim, kibar bir halde konuşmaya öğrenmeye çalıştım. Ardından benden aldığı paraları ya iade etmesini ya da genel merkeze aktarmasını, partiye kullanması gerektiğini söyledim. Lakin her keresinde kendisi konuşmayı ya kesti ya da müsait olmadığını söyledi ve devamında bana karşı agresif tavırlar geliştirmeye başladı” tabirlerini kullandı.
“20 KİŞİLİK PARTİ KÜMESİ TARAFINDAN DARP EDİLDİK”
Konuşmasının sonunda şahsına ve arkadaşlarına düzenlenen akına değinen Çam, yaklaşık 20 kişilik parti kümesi tarafından darp edildiğini sav etti.
Çocuğu yaşındaki kimseler tarafından darp edilmenin onurunu kırdığını vurgulayan Çam, “Basına da yansıdığı üzere, 25 Eylül Pazar günü Zafer Partisi Kurucular Konseyi Üyesi olarak katıldığım toplantıda, şahsım ve arkadaşlarıma toplumumuzca kabul edilemez, Türk gelenek ve göreneklerini ayaklar altına alan bir taarruz düzenlendi. Bu taarruzda şahsım ve uğraş arkadaşım, yaklaşık 20 kişilik parti kümesi tarafından darp edildi, çocuğum yaşındaki kimseler tarafından onurum kırılmak istendi.
Birebir gün değerli eşim ve evlatlarım toplumsal medyadan bana yapılan taarruz imgelerine şahit olmuş, ruh dünyalarında büyük bir manevi yıkım yaşamışlardır. Şimdi küçücük olan kız evladımın etrafında olup biten konuşmalara şahit olup, konuta döndüğümde ağlayarak bana sarılması, yüreğimde ve zihnimde tanım edilemez bir keder yaşamama sebep olmuştur” diye konuştu.
