Sonrasında birkaç hastane odasında telefonla görüştüğümüz, görüşemediğim noktada yakın dostları; büyüklerimiz başta Adnan Binyazar ve Dr. Tuncay Özverim ile haberini aldığımız, meslektaşımız, büyüğümüz Cet yadigarımız sevgili Orhan Karaveli. Bugün konutuna çok yakın bir mescitten uğurlanacak. Kendisi ile yaptığım kayıt anında ezan okunuyor, biz ramazan ayı içindeyiz, o gün Adnan Binyazar’ın da içinde olacağı bir tertibi planlamıştık lakin Almanya’dan yeni geldiği ve yorgun olduğu için sonraya kalmıştı. Sonraya kalıveren işleri pek tavsif etmem. Tez canlı olmamdan mı yoksa iç sesimi dinlememden mi, bilemiyorum.
NÂZIM HİKMET SÖZÜ
Karşımda taze ağır bir ameliyattan çıkmasına karşın sabahın erken saatinden kalkıp hazırlanmış, duşunu almış, bayram günü üzere giyinmiş ve bir bayana nasıl davranılması gerektiğinin şuuru ve bunu da kelamları ile etrafına öğreterek geliyor. Üstelik birinci defa de yapmıyor bunu. Zira o beyefendi bir insan. Yanında tarih, yaşanmışlıklar, edebiyat ve insanlık ile bezenmiş zarafeti görüyorsunuz. Tekraren sohbetini dinlediğim Orhan Karaveli ile bahçede, pasta yerken sohbet ediyoruz. Termostan çay servisi yapıyorum, yardımcısı ile ben. Dr. Tuncay Özverim ise yeni kitabı Nâzım ve Vera’yı bir ortaya getirebilmenin düşünden yükseliyor, cümlelerimizde. Aniden, Orhan Karaveli, o tarihi cümleyi iki kişinin şahitliğinde aktini kılıyor. Bana bir gazeteci olarak güvenmesi gururunun dışında, kızı üzere saran babacanlığı, hayatım boyunca beni, ben yapan bedellerim üzerinden yükselecektir. Tıpkı tüm öbür canlarım üzere. “Bunu senin yapacağına inancım tamdır. Sana güveniyorum. Gereken her yere, bireylere söyledim. Bu benim için çok değerli ve en son Sayın Kılıçdaroğlu ile yakın vakitte telefonla görüştüğümde ‘İktidara geldiğimizde kelam, biz, Nâzım’ı alıp ilişkin olduğu memleketine İstanbul’a getireceğiz. Ve Taksim’de, Seyahat Parkı’nın olduğu alana yerleştireceğiz’ dedi. Vatan hasreti ile yaşamayacak! Bu Nâzım’ın en büyük dileğiydi. Bunu yaşatmaya çalıştım. Sen, bunu takip edeceksin, sana da benim vasiyetimdir. Nâzım, kâfi hasret çekti” demişti. 2021 yazında, İstanbul, Ataköy’de.
Başımız sağ olsun.
