VOA Türkçe’den Orhan Erkılıç’ın haberine nazaran, İngiltere merkezli ve Suriye’deki iç savaşa ait bilgi paylaşmasıyla tanınmış olan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) tarafından yapılan açıklamada, son üç günde TSK’nın iki kümesinin İdlib kentinden Türkiye sonuna yakın bölgelere çekildiği tabir edildi. SOHR’nin açıklamasında, 26 Ekim’de birinci olarak TSK’ya bağlı 10 tank, 15 otobüsle ve zırhlı araçların İdlib’in güneyinden ayrıldığı bilgisi aktarıldı. Akabinde 28 Ekim’de ise TSK’nın 7 tank, 10 zırhlı araç ve 15 otobüsten oluşan konvoyunun İdlib bölgesinden Türkiye hududuna yakın bölgelere çekildiği belirtildi.
Öte yandan Suriye’de kalıcı tahlil için toplantılar yapılırken ülke içerisinde çatışmalar yer yer devam ediyor. Türkiye’nin Beşar Esad rejimi ile ortasındaki diyalog söylentileri ise birtakım muhalifler tarafından TSK’ya yönelik reaksiyona neden olduğu öne sürülüyor. Bu durumun tıpkı vakitte Türkiye’yle yakın ilgideki muhalif kümeler ile HTŞ’ye bağlı güçler ortasında çatışmaya neden olduğu ileri sürülüyor.
“TÜRKİYE’NİN ÇEKİLMESİYLE OLUŞAN GÜÇ BOŞLUĞUNU ESAD REJİMİ DOLDURACAKTIR’’
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin, ‘Türkiye askerlerini İdlib’den çekiyor’ açıklamasıyla ilgili VOA Türkçe’ye konuşan Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Öğretim Üyesi Doçent Hekim Ali Fuat Gökçe, “Eğer Türkiye HTŞ’ye müdahale ederse hem bu silahlı kümesi karşısına almış olacak hem de çatışmalardan ötürü meydana gelen insani göçün kendi ülkesine girme ihtimali kelam konusu olacak. Zira Türkiye askerlerini kendi hududuna gerçek çekiyorsa bölgede bir güç boşluğu olacaktır ve bu boşluğu da Suriye Rejimi dolduracaktır’’ dedi.
Bölgede yer alan ülkelerin birbirlerini dengelediklerini söz eden Doç. Dr. Gökçe, Rusya’nın Türkiye tarafından talep edilen PKK ögelerinin 30 kilometre güneye indirilmesini kabul etmediği için Türkiye’nin de İdlib bölgesinde HTŞ’ye karşı bir müdahalede bulunmadığını vurguladı.
“İDLİB’E MÜDAHALE YENİ BİR İNSANİ GÖÇ DALGASINA NEDEN OLABİLİR’’
Gökçe, “Suriye rejimi ve Rusya HTŞ ögelerinin İdlib’in denetimini bırakarak bu bölgeden çıkmasını istiyor. Türkiye ise Tel Rıfat ve Münbiç bölgesindeki PKK terör örgütü mensuplarının 30 kilometre güneye indirilmesini istiyor. HTŞ’nin bölgede yaklaşık 15 bin civarında silahlı gücü var ve Türkiye’de oradaki stabil durumunu korumak istiyor. Aslında her iki ülke de bölgede birbirini dengeliyor diyebiliriz. Türkiye’nin İdlib’deki askerlerini kendi sonlarına hakikat çekmesiyle ilgili argümanlar akıllara Türkiye, Rusya ve Suriye Rejimi ile bir görüşmenin olduğunu getiriyor. Bu türlü bir görüşmenin sonucunda da Türkiye şayet İdlib’e yönelik mümkün bir müdahale olacaksa bunu Rusya ya da Suriye rejiminin yapması gerektiğini belirtmiş olabilir. Zira Türkiye askerlerini kendi hududuna hakikat çekiyorsa bölgede bir güç boşluğu olacaktır ve bu boşluğu da Suriye rejimi dolduracaktır. Rejimin o bölgeye girmesi demek çatışmaların artması demek ve bu durum da yeni bir göç dalgasının meydana gelmesi demektir” dedi.
İDLİB’DE NELER OLUYOR?
İdlib’de bir müddettir Türkiye’nin dayanak verdiği kümelerle Hayat Tahrir el Şam ortasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Çatışmalarda ortalarında sivillerle çocukların da bulunduğu onlarca kişinin hayatını yitirdiği belirtiliyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne nazaran Hayat Tahrir el Şam Afrin’de denetimi ele geçirmiş durumda. Gözlemevi’ne nazaran örgüt ayrıyeten Halep etrafında Türkiye’nin desteklediği bir kümeden kimi köyleri de aldı.
