İlahiyatçı Nihat Hatipoğlu’nun sunduğu iftar programında soru sormak için mikrofonu alan 8 yaşındaki bir kız çocuğu, “Benim babam, beni ve annemi bırakıp gitti ben buna çok üzülüyorum. Şu an oruç tutuyor orucu kabul olur mu?” diyerek gözyaşlarına boğuldu. Küçük çocuğun ağlarken imgesinin ekrana verilmesi ise toplumsal medyada reaksiyonlara neden oldu.
‘ÇİFTE STANDART’
Olay “çocuk istismarı” olarak yorumlanırken muhalif kanallara daima ceza veren RTÜK’ün, iktidara yakın bir kanala karşı sessizliği ise eleştirildi. Cumhuriyet’e konuşan uzmanlar, RTÜK’ün ikili standartlı uygulamalarının bu tablonun oluşmasına neden olduğunun altını çizdi.
İlhan Taşçı
RTÜK üyesi İlhan Taşcı, yaşanan durumun açıkça çocuk istismarı olduğunu vurguladı. Taşcı, “18 yaşını şimdi doldurmamış, yaşadıkları nedeniyle duygusallığı ağır olan bir çocuğun televizyona çıkarılıp aile yapısıyla ilgili değerlendirmeler yaptırılmasına müsaade edilmesi başlı başına bir çocuk istismarıdır. Bu tarafıyla üst heyet tarafından kesinlikle incelenmesi ve kıymetlendirilmesi gereken bir yayın içeriği kelam konusu lakin RTÜK lideri bu yayınla ilgili inceleme başlatmayacaktır. Liderin üç periyotluk misyonu boyunca bu televizyon kanalıyla ilgili hazırlattığı tek bir rapor yok. Bu yayıncı da cüreti RTÜK liderinin bu halinden ötürü alıyor” tabirlerini kullandı.
‘YASAL OLARAK MÜMKÜN DEĞİL’
Çocuk hakları savunucusu avukat Aşkın Topuzoğlu ise, “Çocuk Hakları Kontratı ve yasa gereği çocuğun özel hayatının korunması ve deşifre edilmemesi gerekir” diye konuştu.
Aşkın Topuzoğlu
Topuzoğlu şöyle konuştu: “Çocuğun fizikî duygusal, zihinsel gelişimini olumsuz etkileyen, bilerek ya da bilmeyerek toplum, devlet ve aile tarafından gerçekleştirilen her türlü davranış çocuk istismarıdır. Bu olayda gerek programı yapan kişi açısından gerek çocuğu orada bulunduran anne açısından baktığımızda çocuğun duygusal durumuna olumsuz tesir olduğunu görüyoruz. Bir çocuk 18 yaşından küçükse medyada onunla ilgili görsel bir haber yapılması yasal olarak da mümkün değil. Çocuğun yaşı nedeniyle annenin o programa çocuğu dua etmek hedefiyle bile yer almasına müsaade vermemesi gerekir.”
